delalet ~ دلالت
Kamus-ı Osmani - delalet ~ دلالت maddesi. Sayfa: 373 - Sira: 8

delalet - دلالت
[ء] یول كوسترمك ، قلاغوزلق ايتمك : (شهراه ترقيده بݣا دلالت ايدن ذاته الی الابد منتدار اولورم) "اكرچه واسطهوحی ايدی صݣا جبريل" "دلالت ايتمهسهݣ اولمازدی پركشای وجود" (نعت -نورس) كوسترمك معناسندهده قوللانيلير : (بو معاملهٔ جميله نزاكت طبعه دلالت ايدر) ، (بو كلمه شو معنایه دلالت ايدر) "بن عقلدن ايسترم دلالت" "عقلم بكا كوسترر ضلالت" (فضولی) بعضا (دليل) مقامندهده ايراد اولنور : "آدم اولانك خير اولور آدملره قصدی" "انسانلغه انسانده بودر ايشته دلالت" (لا)
Kamus-u Osmani delalet maddesi. osmanlıcada delalet ne demek, delalet anlamı manası, delalet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte delalet hakkında bilgi. Arapça delalet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada delalet anlamı
Kamus-i Osmani - دلالت delalet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
delalet ~ دلالت güncel sözlüklerde anlamı:
DELALET ::: Delil olmak. Yol göstermek. Kılavuzluk. Doğru yolu bulmakta insanlara yardım etmek. * İşaret.
delâlet ::: (a. i. c. : delâlât) : 1) gösterme, yol gösterme, kılavuzluk, alâmet olma. 2) iz, işaret.
delâlet ::: delil olma, yol gösterme.
Delâlet ::: Söz ile anlam arasındaki bağlantı. Bir sözcüğün okunduğu ya da söylendiği zaman beyinde canlandırdığı anlam. İki başlıkta incelenir:
Sözle alakalı olmayan delâlet (gayr-i lafzi delâlet): Bu da ikiye ayrılır:
Delâlet-i vaziyye: Sözcükle anlamı arasında sözle ilgili olmayan çağrışıma dayalı bir bağlantı vardır. Şemsiyenin yağmuru anımsatması gibi.
Delâlet-i akliye: Parçanın bütünü, eserin yayıncısını, kainatın Allahı anımsatması gibi.
Sözle alakalı delâlet (Lafz-ı delâlet): Bu da üçe ayrılır:
Delâlet-i mutabıkiye (Uygunluk): Sözün, ifade ettiği şeyin bütününü ifade etmesi. Örneğin ev denince bütün odalarının akla gelmesi gibi.
Delâlet-i tazammuniye: Sözün ifade ettiği şeyin bir bölümünü ifade etmesi. Musluktan çeşme, evden oda gibi.
Delâlet-i iltizamiye: Sözün kendi anlamı için gerekli olan bir başka anlamda kullanılması. Eli açık, gönlü geniş, ağzı sıkı gibi.
delâlet ::: delil olma , yol gösterme , delillik , yol göstermek
delâlet ::: delillik
delâlet ::: yol gösterme
delâlet ::: (a. i. c. : delâlât) 1) gösterme, yol gösterme, kılavuzluk, alâmet olma. 2) iz, işaret.
Delalet ::: Gösterme, yol gösterme, kılavuzluk, iz, işaret, aracılık.
Delâlet ::: Gösterme; yol gösterme; kılavuzluk; iz; işaret; aracılık
Delâlet ::: Gösterme; yol gösterme; kılavuzluk; iz; işaret; aracılık
delalet ::: aracılık, işaret, iz, vasıtacılık
delalet :::
DELALET :::