delil ~ دلیل
Kamus-ı Osmani - delil ~ دلیل maddesi. Sayfa: 374 - Sira: 3
delil - دلیل
[ء] قلاغوز ، یول كوستريجی: (دليل طريق مستقيم ، دليل شاهراه ترقی) بو معناده جمعی (ادلاء) در. بيلنمهین نسنهیی بيلمكه ، بيلديرمكه وبيلنن شیئك ماهيتنی ، صحتنی اثباته مدار اولان خصوص ، ماده ديمكدر : [دليل قوی ، دليل قاطع ، دليل مقنع] بو معناده جمعی (ادله) و (دلائل) در: "اولماز ايسهده خلاف عفت" "البته اولور دليل خفت" (معلم ناجی)
Kamus-u Osmani delil maddesi. osmanlıcada delil ne demek, delil anlamı manası, delil osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte delil hakkında bilgi. Arapça delil ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada delil anlamı
Kamus-i Osmani - دلیل delil ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
delil ~ دلیل güncel sözlüklerde anlamı:
DELiL ::: Kılavuz. Doğru yolu gösteren. Meçhûlü keşfetmekte ve malumun sıhhatını isbat etmekte vasıta ve âlet ittihaz olunan husus. * Beyyine. Bürhan.
delil ::: (a. i. c. : delâil, edille) : 1) yol gösteren, kılavuz. 2) şahit, belge, tanık, (bkz. : beyyine, burhan).
delil-i akli ::: düşünülerek bulunan delil.
delîl-i nakli ::: üstad delili.
delîl-ül-ibâd ::: Mehmed bin Sinân-üd-dîn adlî bir zat tarafından 1481 (H. 886) yılında manzum ve mensur olarak kaleme alınmış dînî bir eserdir.
delîl ::: yol gösterici, kanıt.
DELiL ::: 2. Din bilgilerinin elde edildiği kaynak, vesîka. (Bkz. Edille-i Şer'iyye)
Din bilgilerinin elde edildiği delîller dörttür: Bunlar; Kitâb (Kur'ân-ı kerîm), sünnet, icmâ ve kıyâstır. (Abdülganî Nablüsî)
Delîl, bir şeyin haram olması için aranır. Helâl olması için delîl aranmaz. (İbn-i Âbidîn)
DELiL ::: 2. Din bilgilerinin elde edildiği kaynak, vesîka. (Bkz. Edille-i Şer'iyye)
Din bilgilerinin elde edildiği delîller dörttür: Bunlar; Kitâb (Kur'ân-ı kerîm), sünnet, icmâ ve kıyâstır. (Abdülganî Nablüsî)
Delîl, bir şeyin haram olması için aranır. Helâl olması için delîl aranmaz. (İbn-i Âbidîn)
Delil :::
- İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
Örnek: Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu. P. Safa - Kanıt
Örnek: Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı. S. F. Abasıyanık - Kılavuz, rehber.
delîl ::: rehber , kanıt
delil ::: kılavuz
delîl ::: kanıt
delîl ::: rehber
delîl ::: şahit
Delil ::: Kanıt; tanıt; ipucu
Delil ::: Kanıt; tanıt; ipucu
delil ::: dayanak, emare, gerekçe, ip ucu, kanıt, rehber
delil :::
DELİL :::