Çağdaş Sözlük

esas ~ اساس

Kamus-ı Osmani - esas ~ اساس maddesi. Sayfa: 101 - Sira: 10

esas - اساس

[ء] اصل ، تمل ، حقيق . بعضا (اس) ك علاوه‌سيله تمل، حقيقت. بعضا (اس) ك علاوه‌سيله تأیید اولونه‌رق (اس اساس) دينيلير: كوپرينك وضع اساسر سمی، اساس ماده ، بو روایتك اصل واساسی یوقدر. "بن طبعه بونی اساس ایدردم" "شاعر اولورم قیاس ایدردم" (لا) "ايدوب آنك یرينه وضع اساس الفت" (نابی) "یعنی همنام اساس افكن محراب حرم" (منيف) "ملكك اساسی اولدی فلك كبی استوار" (نجاتی) "مهام عالمه اس اساسدر عدلك" (لا)

Kamus-u Osmani esas maddesi. osmanlıcada esas ne demek, esas anlamı manası, esas osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte esas hakkında bilgi. Arapça esas ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada esas anlamı

Kamus-i Osmani - اساس esas ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

esas ~ اساس güncel sözlüklerde anlamı:

ESAS ::: Temel. Kök. Rükün. şart. Hakikat ve mahiyetler.

ESAS ::: Ev eşyası. Eve âit lüzumlu şeyler. * Mal. Rızık.

esâs ::: (a. i.) : döşeme, minder gibi ev eşyası.

esâs-i bevt ::: ev eşyası.

esâs ::: (a. i. c. : esâsât) : 1) asıl, temel, dip, kök. 2) doğruluk, gerçek.

esas ::: temel, kök.

Esas :::


  1. Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel.

  2. Bir iş veya sözde doğru biçim.

  3. Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi.

esâs ::: temel , kök , asıl

esâs ::: ‬asıl

esâs ::: kök

esâs ::: temel

esâs ::: (a. i. c. : esâsât) 1) asıl, temel, dip, kök. 2) doğruluk, gerçek.

esas ::: ana, anayasa, asıl, baş, başlıca, gerekçe, gövde, hakikat, ilke, kök, mahiyet, omur
ga, temel, üs

ESAS :::

Temel. Kök. Rükün. şart. Hakikat ve mahiyetler