zeka ~ زكاء
Kamus-ı Osmani - zeka ~ زكاء maddesi. Sayfa: 473 - Sira: 12
zeka - زكاء
[ء] اهل صلاح اولمه ، صلاح حال : [ذكا ايله زكایه صاحب اولان اخیار امتدندر ] .
Kamus-u Osmani zeka maddesi. osmanlıcada zeka ne demek, zeka anlamı manası, zeka osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte zeka hakkında bilgi. Arapça zeka ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada zeka anlamı
Kamus-i Osmani - زكاء zeka ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
zeka ~ زكاء güncel sözlüklerde anlamı:
ZEKa ::: Çabuk anlama ve bilme kabiliyyeti. Fehim ve idrakte çabuk olma. * Ateşin alevlenmesi. * Güzel koku alma.
ZEKa ::: Saflık, duruluk. * Hâl düzgünlüğü.
zekâ ::: çabuk anlama kabiliyeti.
ZEKa ::: Akıl başka, zekâ başkadır. Her akıllı zekî, her zekî de akıllı olmayabilir. (Abdülhakîm Arvâsî)
Akıl, iyiyi ve kötüyü, fâideliyi ve zararlıyı anlar, ayırır. Aklı az olanın zekâsı çok olabilir. Zekâsı çok olan kâfirleri, din düşmanlarını akıllı sanmak doğru değildir. (Abdülhakîm Arvâsî)
İlk insanların ve her asrın, geri kalmış kısımları, tabîate uymak, hayvanlar ve kendileri arasında münâsebet kurmak için âletler yapmışlardır. Bu âletler, zekâ ile yapılmıştır. (Bergson)
Bir arslanın zekâsı, insan zekâsı kadar kuvvetli olsaydı, bu arslan öteki arslanlardan, on bin kat daha çok korkunç olurdu. Akılsız, dinsiz kimse de, kuvvetinin ve zekâsının çokluğu kadar, cemiyetlere büyük tehlike olur. (Abdülhakîm Arvâsî)
zekâ ::: zekilik
zekâ ::: zekilik
Zekâ ::: Muhakeme yeteneği.
zekâ ::: dirayet, feraset, kafa
ZEKÂ :::