Çağdaş Sözlük

sahıb ~ صاحب

Kamus-ı Osmani - sahıb ~ صاحب maddesi. Sayfa: 90 - Sira: 8

sahıb - صاحب

[ء] مالك ومتصرف اولان ، بر شیئك كنديسنه عائدیتنی بیانده حقلی وصادق بولنان : (صاحب الدار ، صاحب البيت ، مضاف اولنجه اكثریا اضافتدن منقطع اوله‌رق قوللانيلير : (صاحب خانه ، صاحب رساله ) صحبت ايديجی ، ايدن . بو معناده استعمالی اندردر . مؤنثی (صاحبه) در: (صاحبة البيت ، صاحبهٔ خانه) بونك جمعی (صاحبات) در: "صاحبيچون بیوك دولتدر" "زينت حافظهٔ ملتدر" (معلم ناجی)

Kamus-u Osmani sahıb maddesi. osmanlıcada sahıb ne demek, sahıb anlamı manası, sahıb osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte sahıb hakkında bilgi. Arapça sahıb ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada sahıb anlamı

Kamus-i Osmani - صاحب sahıb ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

sahıb ~ صاحب güncel sözlüklerde anlamı:

SAHIB ::: Yoldaş, yol arkadaşı. *Gözcü. (C.: Sıhab-suhban) (Sahıb'in C: Sahb Sahb'ın C: Eshab-Eshab'ın C: (Esâhıb))

sâhib ::: (a. s. ve i. sahb'den. c. : eshâb) : 1) sahip, (bkz. : mâlik). 2) bir vasfı olan. (bkz : hâiz). 3) koruyan, (bkz. : hâmî). 4) bir iş yapmış olan. (bkz. : müellif, musannif).

sâhib-i arz ::: devlet; devleti temsîl eden zat.

sâhib-i hâne ::: ev sahibi, (bkz. : sâhib-ül-beyt).

sâhib-i hayrat ::: hayırlı işler yapmış olan kimse [cami gibi, çeşme gibi]

sâhib-i imtiyaz ::: imtiyaz sahibi.

sâhib-i mâide ::: "sofra sahibi" : huk. [eskiden] evinde yemek pişirip ehil ve lyâline yediren kimse, [sâhib-i mâide olmak için, nafakası üzerine vacip olmıyanları beslemek şart değildir]

sâhib-i menzil ::: eskiden ok atışlarında birinci-*ik alarak, oku düşürdüğü yere kendi adına kitabe diktiren atıcı.

sâhib-ül-beyt ::: ev sahibi, (bkz : sâhib-i-hâne).

sâhib-ül-mekasrm ::: huk. [eskiden] ganimet mallarını mücâhitler arasında tâyin ve tevzîa me'mur -olan kimse.

sâhib-üs-selem ::: selemde para veren müşteri.

sâhib ::: sahip

sahıb ::: yoldaş , yol arkadaşı , gözcü

sâhib ::: ‬sahip

SAHIB :::

Yoldaş, yol arkadaşı. *Gözcü. (C.: Sıhab-suhban) (Sahıb'in C: Sahb Sahb'ın C: Eshab-Eshab'ın C: (Esâhıb