muayyen ~ معين
Kamus-ı Osmani - muayyen ~ معين maddesi. Sayfa: 514 - Sira: 5
muayyen - معين
[ء] تعیين ايدلمش ، تخصيص اولنمش ، بللی : (وقت معين ، اوقات معينه) جمعی اولان (معينات) = علی الدوام ويريلهجك اولان شيلر معناسنده واكثریا ارزاق عسكریه مقامنده قوللانيلير : (معينات عسكریه) .
Kamus-u Osmani muayyen maddesi. osmanlıcada muayyen ne demek, muayyen anlamı manası, muayyen osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte muayyen hakkında bilgi. Arapça muayyen ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada muayyen anlamı
Kamus-i Osmani - معين muayyen ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
muayyen ~ معين güncel sözlüklerde anlamı:
MUAYYEN ::: Görülmüş olan, kat'i olarak belli olan, belli, ölçülü, tayin ve tesbit olunmuş, karalaştırılmış.
maîn ::: (a. i.) : 1) saf, akar su. 2) geo. *eşkenar *dörtgen, fr. losange.
muayyen ::: (a. s. ayn'den) : 1) tâyin edilmiş, belli, belirli. 2) kararlaştırılan.
muîn ::: (a. s. avn'den) : 1) iane eden, yardımcı. 2) yardımcı.
muayyen ::: belli, ölçülü, tartılı.
Muayyen :::
- Belli, belirli
Örnek: Sizi muayyen bir kimseye benzetmek istiyorum. H. Taner - Belirlenmiş, kararlaştırılmış
Örnek: Yadırganan bir yığın eser, mimarinin sadece muayyen bir malzemeyi, muayyen bir gaye uğrunda kullanmaktan ibaret olmadığını gösterirler. A. H. Tanpınar
muîn ::: yardımcı
muayyen ::: belirli , belli , ölçülü
muayyen ::: belirli
Muayyen ::: Belirli; belli; saptanmış
maîn ::: (a. i.) 1) saf, akar su. 2) geo. *eşkenar *dörtgen, fr. losange.
muayyen ::: (a. s. ayn'den) 1) tâyin edilmiş, belli, belirli. 2) kararlaştırılan.
muîn ::: (a. s. avn'den) 1) iane eden, yardımcı. 2) yardımcı.
Muayyen ::: Belirli; belli; saptanmış
muayyen ::: belli
muayyen :::
MUAYYEN :::