Çağdaş Sözlük

nadan ~ نادان

Kamus-ı Osmani - nadan ~ نادان maddesi. Sayfa: 560 - Sira: 2

nadan - نادان

[ف] جاهل ، بيلمز ، بيلمه‌ین . (نادانی) = نادانلق ، جهالت ، بيلمه‌مك بو كلمه‌ بين العوام درشت سوزلو ، خشين خویلی اولان اشخاص حقنده ايراد اولنور . "نادانلر ايدر صحبت ندانله تلذذ" (لا) "سوز كهر‌در نه بيلير قدرينی نادان كهرك" (باقی)

Kamus-u Osmani nadan maddesi. osmanlıcada nadan ne demek, nadan anlamı manası, nadan osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte nadan hakkında bilgi. Arapça nadan ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada nadan anlamı

Kamus-i Osmani - نادان nadan ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

nadan ~ نادان güncel sözlüklerde anlamı:

"); nâ-dân ::: (f. b. s.) : 1) bilmez, (bkz. : câhil). 2) nobran, kaba, terbiyesi kıt.

nâdân ::: cahil, haddini bilmez.

NaDaN ::: Ey, insan adını taşıyan varlık,
Kendine gel, uyan gafletten artık!
Seâdet yolun, göremezsen nâdân,
Niye vermiş sana, bu aklı Yezdân?

(M. Sıddîk bin Saîd)

Devr-i zamâne cünbüşi nâdânlık üzredir.
Nâdân komaz ki merdüm-i dânâ huzûr ede.

(Bâkî)

(Zamânın işlerinin yapılması nâdânlıkladır. Âlim kimsenin huzûrlu olmasına nâdân fırsat vermez.)

Nadan :::


  1. Bilgisiz, cahil.

  2. Nobran, kaba, kötü
    Örnek: Heyhat ki, iyiler gider, nadanlar kalır. A. İlhan

nâdân ::: cahil , haddini bilmez

nâdân ::: ‬cahil

nâdân ::: hödük

nâ-dân ::: (f. b. s.) 1) bilmez, (bkz. : câhil). 2) nobran, kaba, terbiyesi kıt.

nadan ::: bilgisiz, cahil, kaba, kötü