isbat ~ اثبات
Kamus-ı Osmani - isbat ~ اثبات maddesi. Sayfa: 232 - Sira: 5
isbat - اثبات
[ء] ثابت قيلمق ، قيلنمق : اثبات مدعا، مدعانك اثباتی وار ایدلمك : [قلمه آلنان مكتوبك محو واثباتندن صوكره بركرهدها مجلسده اوقونلمسی - رشيد پاشا] محو واثبات= اصلاح وتصحح ايتمك . اثبات وجود = حاضر اولمق، وارلغنی كوسترمك.["پژمرده" ناميله بعض منظومات ومنثوراتی حاوی بررسالهنك بوندن اول عالم مطبوعاتده اثبات وجود ايتمش اولديغی - اكرم]، [خواطر متباینه ايچنده منافع صحيحهیی تميز ايدهجك قدر تميز ايتديكنی یالكز احوال شرقیه حقنده اتخاذ ايتدكلری مسلك دخی اتبات ایدر- تصوير افكار- كمال]، [خلاف اصول كوريلن افعالك حقانیتنی نتایج نافعهسی اثبات ايدر - جمل منتخبه كمال] "وارلغن بيلمهنه حاجت كرهٔ عالم ايله" "یتر اثباتنه خلق ايتديكی برذره بيله" (شناسی)
"ايتمش اثبات اهل اسلامك علوشاننی" (احمد حمدی) "دميدر ايلر ايسهم دعوی اثبات هنر" "صدق دعوامه ايدر شمدی شهادت عالم" (نفعی) "ماهیتی اثبات ايدن آثار عملدر"
Kamus-u Osmani isbat maddesi. osmanlıcada isbat ne demek, isbat anlamı manası, isbat osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte isbat hakkında bilgi. Arapça isbat ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada isbat anlamı
Kamus-i Osmani - اثبات isbat ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
isbat ~ اثبات güncel sözlüklerde anlamı:
iSBAT ::: Doğruyu delil göstererek meydana koymak. Delil ve şâhitle bir fikrin sıhhatını göstermek. İtiraf, ikrar ve tasdik etmek. * Sabit ve muhkem kılmak. * Bâki ve pâyidar eylemek. * Delil. Bürhan. Şâhit. (Bak: İman-ı bil-âhiret)
iSBAT ::: Bir hastalığın devamlı olması, müzmin oluşu, ayak kaydırma.
isbât ::: (a. i. sübût'dan) : 1) şahit ve delil göstererek doğrusunu meydana çıkarma. 2) var etme. [mahvetme mukabili] . 3) mant. şahit, * tanık, (bkz. : müeyyede). 4) mat. ispat.
isbât-i hüner ::: maharet gösterme.
isbât-i vücud ::: varlığını gösterme, hazır bulunma.
isbât ::: delil göstererek hakikatı ortaya koyma.
iSBaT ::: Bütün varlıklar Allahü teâlânın varlığına alâmet olduğu, O'nun varlığını isbat ettiği için mahlûkların (yaratılmışların) hepsine âlem denilmiştir. (Teftâzânî)
Müslümanlar, maddelerin ve sıfatlarının hâdis (sonradan yaratılmış) olduğunu çeşitli yollarla isbât etmektedirler. Bunlardan birisi şöyledir: Maddeler ve bütün zerreler hep değişmektedir. Değişmekte olan şey kadîm (başlangıçsız) olamaz, hâdis (sonradan yaratılmış) olması lâzımdır. Çünkü her maddenin kendinden öncekinden meydana gelmesi, sonsuz öncelere kadar gidemez. Bu değişmelerin bir başlangıcı olması, yâni ilk maddelerin yoktan var edilmiş olmaları lâzımdır... (Seyyid Şerîf Cürcânî)
Allahü teâlânın var ve bir olduğu, hattâ Muhammed aleyhisselâmın, O'nun resûlü olduğu ve O'nun getirdiği her emrin ve haberin doğru olduğu güneş gibi meydandadır. Düşünmeye ve isbât etmeye hiç lüzum yoktur. Fakat, bunu görmek, anlamak için, kalbin bozuk olmaması, mânevî hastalığı bulunmaması lâzımdır. (İmâm-ı Rabbânî)
2. Tasavvuf yolunda ilerlerken Lâ ilâhe dedikten sonra illallah demek.
Tasavvuf ehli Nefy ve isbât zikri denilen "Lâ ilâhe illallah" kelimesini söylemekle yükselir. Lâ ilâhe "Nefy zikri" makâmında bulundukça yolcu mertebesindedir. "La ilâhe"yi tamamlayıp Allahü teâlâdan başka hiçbir şey görmeyince, yolu tamamlamış ve fena makâmına yetişmiş olur. Nefyden sonra isbât makâmına gelir ve Bekâ hâsıl olur. (Ahmed Fârûkî)
Allahü teâlâya teveccüh, nefy ve isbât ve murâkabe, Resûlullah efendimizin zamânında da vardı. (M. Ma'sûm Fârûkî)
isbât ::: kanıtlama
ispat ::: kanıtla gerçeği ortaya çıkarma
isbât ::: kanıtlama
İsbât ::: Şahit ve delil göstererek doğrusunu ortaya çıkarma
isbat :::
İSBAT :::