Çağdaş Sözlük

per ~ پر

Kamus-ı Osmani - per ~ پر maddesi. Sayfa: 304 - Sira: 9

per - پر

[ف] قوش قانادينك بربري اوزرينه بنمش اولان بیوك تویلری‌كه تركجه‌ده (یلك) ، عربيده (ريش ، راش ) ديرلر . جمعی (ارباش ،

ریاش ) در. لسانمزده اكثریا قاناد معناسنده وبعضا نظمده (بال) ايله برلكده اولديغی حالده تشديد ايله استعمال اولونور . [پركشا ، پر آور ] = قاناد آچيجی ، كسكين اوجوجی ديمكدر . فارسيده معانی سائره‌یی ده ايفاده ايدر: "ارباب نظر سووب اوپرلر" "یرلرده سورنمه‌سون اوپرلر" (كبوتره خطاب -معلم ناجی) "شوق اولماليدر سبب بو حاله" "توزلاندی یازيق اوپرو باله" (وله) "سوردكجه سمندين كوريننور ديده خصمه" "زين پوشله بر اژدر عنقا پر عالم" (نشاطی) "اوچسه باز سطوتك آیینه انديشه‌ده" "كوسترر جبريل شكلن پروبالك صورتی" (نورس) "دكسه بال وپرينه مرغ حیاتك قهری" "رسن مقتل اولور كردننه حبل وريد" (كاظم پاشا) "دوشن صانمه زمينه بر فپاره فرط سرديدن" "دوكر بال وپرين صنف ملانك خاكدان اوزره" (شتائیه) "پركشا اولدی در عدنه حسين معصوم" (تاريخ -اشرف)

Kamus-u Osmani per maddesi. osmanlıcada per ne demek, per anlamı manası, per osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte per hakkında bilgi. Arapça per ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada per anlamı

Kamus-i Osmani - پر per ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

per ~ پر güncel sözlüklerde anlamı:

PER ::: f. Kanat.

"); per ::: (f. i.) : 1) kanad. (bkz. : bâl, cenah). 2) yelek, kuş kanadının büyük tüyleri, (bkz. : rîş). Şeb-per : gece uçan; yarasa, (bkz : huffâş, şeb-pere).

perr ::: (f. i.) : (bkz. : per, tâir, tayyar).

pür- ::: (f. s.) : 1) dolu. (bkz. : mem10, leb-â-lep). 2) çok fazla. 3) sahip, mâlik, [bu kelime ile 'birleşik kelimeler yapılır] . Pür-dîl : yürekli, cesur. Pür-sûz : çok yanık; çok yakıcı. gibi.

Per :::


pür ::: dolu

per ::: kanat , kuşların iri tüyü

pur ::: dolu

per ::: ‬kanat

per ::: kuşların iri tüyü

per ::: yelek

pur ::: ‬dolu

pür ::: ‬dolu

per ::: (f. i.) 1) kanad. (bkz. : bâl, cenah). 2) yelek, kuş kanadının büyük tüyleri, (bkz. : rîş). Şeb-per : gece uçan; yarasa, (bkz : huffâş, şeb-pere).

perr ::: (f. i.) (bkz. : per, tâir, tayyar).

pür- ::: (f. s.) 1) dolu. (bkz. : mem10, leb-â-lep). 2) çok fazla. 3) sahip, mâlik, [bu kelime ile 'birleşik kelimeler yapılır] . Pür-dîl : yürekli, cesur. Pür-sûz : çok yanık; çok yakıcı. gibi.

PER :::

f. Kanat