Taib ~ تائب
Kamus-ı Osmani - Taib ~ تائب maddesi. Sayfa: 3 - Sira: 4
Taib - تائب
[ء] توبه ايديجی ، توبه ايدن ، ارتكاب نواهی
ايتديكنه اظهار ندامتله توبهكار اولان . (اولمق) مادهسيله قوللانيلير : "تائب ومستغفر اولدی" "هلهبن تائب اولدم هجوايله هم انتقام ايتدم" "اكرویسی اوخرلكده قالورينه ارزانی" (نفعی)
"صرف ايلهیوب آكا جمله تابی" "پك شیوهلی یازمش اول كسابی" (مقدمه) "اول صفدر یكانهكه تاب مهابتی" "چوشن كداز تنمتن وقهامان اولور" (نفعی) "نجم شعر انوررأیكدن آلور فيض فروغ" "برج جوز اقرب بختندن بولور تاب وتووان" (حقی) "تاب ديدار خدا ايله رسول" "برهلال اولديغنه دال ايدی اول" (خاقانی) "اول كهتاب آورتمكين احاطه اولهماز" (منيف قديم) (٢) قیوريم ، بوكلم ، بوروشيق : (تاب كيسو ، تاب زلف) . "باغلانوب زلف هزاران تابنه" "عبرت اولدم آه عش اربابنه" (معلم ناجی) (٣) حرارت ، ضیا ، صيجاقلق ، پارلاقلق : [تابمی ، تاب خورشيد ، تاب سموم] "تاب رخك اولدقجه فزون شعلهٔ ميدن" "برلمعهسی دنیایی یاقار برق بلاسك" (نائلی قديم) "كاكلك رخ پرتابݣی كوستر جانا" "بيلهلم بزده جهانده كيجهمز كوندزمز" (منيف) "تاب غمدن شعلهٔ سوزان اولور آغزمدهدل " "اولمسه مدحكلهكر سوسن كبی ربط اللسان" (نفعی)
"ساقی وير اول پیالهٔ الماسه فروتاب" "الماس ايچنده موج اورهاماكه لعل ناب" (شيخ غالب) "تاب خورشيد ستم سوزان ايدردی عالمی " "كرسخان عدل ودادك اولمهسهیدی سابیان" (نفعی) (٤) حرارت وضیا ويريجی معناسنده ، وصف تركيبی طرزنده استعمال اولونور : (خورشيد جهانتاب ، مهر عالمتاب كبی . (٥) رنج واضطراب مناسنهدر: (تب وتاب). (ت ابيدن) مصدرندن اسم فاعل مرخم اولور ، تركيب ايله قیویريجی ، بوكيجی معناسنده قوللانيلير : (رسنتاب ، موتاب ) كبی ، فارسيده اشبو معنالردن ماعدا غضب ، اوفكه وقيزغين تمور ودرد ومحنت معنالرينیده افاده ايدر . "جرعهكه ويرمزدی جان هرعاشق افسردهدل" "اولمهسهك تاب افكن هرخاطر بی تاب وتنك" (نفعی)
Kamus-u Osmani Taib maddesi. osmanlıcada Taib ne demek, Taib anlamı manası, Taib osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Taib hakkında bilgi. Arapça Taib ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Taib anlamı
Kamus-i Osmani - تائب Taib ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Taib ~ تائب güncel sözlüklerde anlamı:
TAiB ::: Tövbe eden. Günahlarına pişman olan.
tâib ::: (a. s. tevbe'den) : 1) tövbeeden. (bkz. : tevbe-kâr). 2) i. erkek adı. 3) XVIII. asırda. Lâle Devri'nde şâirlerin reisi sayılan şâir Osman Efendi.
tâib ::: tövbe eden.
TaiB ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Allahü teâlâ tâibleri ve (fevâhişten yâni pislik ve günâhlardan) temizlenenleri sever. (Bekara sûresi: 222)
Cenâb-ı Hakk'a, tâib gençten daha sevgilisi yoktur." (Hadîs-i şerîf-Miftâh-un-Necât)
Günahtan tâib, sanki hiç günâh işlememiş gibidir. (Hadîs-i şerîf-Keşf-ül-Hafâ)
Tâiblerin makâmı, bütün makamların en fazîletlisi ve üstünüdür. Hakîki tâib, cenâb-ı Hak katında (indinde) bütün halkın en azîzi, en kıymetlisi ve en sevgilisidir. (Ahmed-i Nâmıkî Câmî)
Şeytan, nâfile ibâdetleri teşvîk ederken, tâibe farzları yapmayı unutturur. Ey insanlar kendi hâllerinizi gözetiniz. Şeytan birçok kimseyi yoldan çıkarmaya çalışmaktadır. Tâib, her vakit için yeni abdest almalıdır ki, şeytan ondan kaçsın ve onun ibâdete meyli artsın. (Ahmed-i Nâmıkî Câmî)
Tâibin, hiçbir nefesini zâyi etmemesi gerekir. Kendi gönül kıblesini, kötü işlerine bakmaya yöneltip, "Ne yaptım?Niye söyledim?" gibi düşüncelerle ve insaf gözüyle hareket etmelidir. (Ahmed-i Nâmıkî Câmî)
tâib ::: tövbe eden , tövbekar
tâib ::: tövbekâr
tâib ::: tövbe eden
tâib ::: (a. s. tevbe'den) 1) tövbeeden. (bkz. : tevbe-kâr). 2) i. erkek adı. 3) XVIII. asırda. Lâle Devri'nde şâirlerin reisi sayılan şâir Osman Efendi.
TAİB :::