huccet ~ حجت
Kamus-ı Osmani - huccet ~ حجت maddesi. Sayfa: 275 - Sira: 4
huccet - حجت
[ء]دليل ، برهان ؛ برفعل ویا قولك ثبوتنه مدار اولان نسنه : "آدمك دعوای عرفان حجت خسرانيدر" (لا) مهاكم شرعیهدن صادر اولان حكمنامهٔ شرعی ، حكم اعلامی . جمعی (حجج) در. "غيبه ايمان كتير ای ملحدفاجركه سݣا" "آخرتدن خط تعليق ايله حجت كلمز" (ثابت)
Kamus-u Osmani huccet maddesi. osmanlıcada huccet ne demek, huccet anlamı manası, huccet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte huccet hakkında bilgi. Arapça huccet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada huccet anlamı
Kamus-i Osmani - حجت huccet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
huccet ~ حجت güncel sözlüklerde anlamı:
hüccet ::: (a. i.) : 1) senet, vesika, delil, [eskiden, şeriat mahkemesinden verilen bir hak veya bir sahiplik gösteren resmî vesîka (* belge)]. 2) seçkin âlimlere verilen unvan
Hüccet-ül-lslâm ::: İmâm-ı Gazâlî.
hüccet-i dâfia ::: huk. [eskiden] bir şeyi ispata delil olmayıp talep ve iddiayı defide delil olan hüccet : istishap gibi. [meselâ hayâtı, istishap tarikiyle sabit olan mefkudun veresesi "ihtimal ki ölmüştür" diye malını aralarında taksim edemezler, istishap veresenin bu husustaki talep ve iddialarını defide hüccettir. Fakat istishap mefkudun irse İstihkakında, yânî başkasının vâris olması hususunda delil ve hüccet olamaz].
hüccet-i kasıra ::: ["ka" uzun okunur] : huk. [eskiden şahsa maksur ve münhasır olup başkasına sirayet etmiyen hüccet; ikrar ve yeminden nukûl gibi].
hüccet-i müsbite ::: huk. bir şeyi isbatta delîl olan hüccettir : şahadet gibi : [buna "hüccet-i muzlime" de denir].
hüccet-i müteaddiyye ::: huk. [eskiden] hükmü yalnız taraflara münhasır kalmayıp dâva ile sâlr alâkadar olanlara da sirayet ve tecâvüz eden beyyi-nedir. [nesebi veya mülkiyeti ispat eden şahadet gibi].
hüccet-i zahriyye ::: huk. [eskiden] zahrında sebebi yazılan hükmün tasdikli suretini hâvî hüccet.
HUCCET ::: Temizliğini tam yapıp, vakitlerine uyarak beş vakit namaza devâm eden kimseye o namaz kıyâmet gününde nûr, huccet ve delîl olur. Kim namazı zâyi ederse, Fir'avn ve Hâmân ile haşrolur. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Elli dört farzdan biri de Kur'ân-ı azîm-üş-şânı huccet, tutmak, O'nun hükmüne râzı olmaktır. (Muhammed bin Kutbüddîn İznikî)
2. Şer'î mahkemelerde bir dâvânın şâhitlerini dinledikten sonra kâdının verdiği hükmün yazıldığı îlâm, belge.
huccet ::: delil , kanıt
hüccet ::: delil , belge , vesika , senet
huccet ::: delil
huccet ::: kanıt
hüccet ::: delil
hüccet ::: belge