esbab ~ اسباب
Kamus-ı Osmani - esbab ~ اسباب maddesi. Sayfa: 103 - Sira: 10
esbab - اسباب
[ء] (سبب) ك جمعی . واسطهلر ، لازمهلر : اسباب سفریه ، اسباب محاكمه . [اكرچه بو مادهده بورتبه ايلری كيدلمهسنك اسباب مجرهسی اولهجغی بالطبع خاطره كلهجك شی اولوب - لایحه - رشيد پاشا] ،[فن طب، هر ملته كوره اسباب حیاتیهنك برنجيلرندن عداولنسه شایتهدر - كمال]
"آنجق آنك مساعی محصوصه سيلهدر" "بودولتك ترقی اسباب قوتی" (لا) "ايتسون اسباب مراداتی تعاقب ، اولسون " "خاطرنازكی خوش قلب لطيفی حرم" (نابی) "مرام ايدنجه مسبب بر آدمك كارين" "ید تشبشنی جست وجو ايدر اسباب" (نابی) "صاريلمه رشتهٔ اسبابه هردم عنكبود آسا" (شريف)
Kamus-u Osmani esbab maddesi. osmanlıcada esbab ne demek, esbab anlamı manası, esbab osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte esbab hakkında bilgi. Arapça esbab ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada esbab anlamı
Kamus-i Osmani - اسباب esbab ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
esbab ~ اسباب güncel sözlüklerde anlamı:
ESBAB ::: (Sebeb. C.) Sebebler. Bir şeye vâsıta olanlar. Sebeb olanlar. (Evet, izzet ve azamet ister ki; esbab, perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve Celâl ister ki; esbab, ellerini çeksinler te'sir-i hakikiden. M. N.)(Cenab-ı Hak, müsebbebatı esbaba bağlamakla, intizamı, temin eden bir nizamı kâinatta vaz'etmiş. Ve her şeyi, o nizama müraat etmeğe ve o nizamla kalmaya tevcih etmiştir. Ve bilhasa insanı da, o daire-i esbaba mürâat ve merbutiyet etmeğe mükellef kılmıştır. Her ne kadar dünyada, daire-i esbab, daire-i itikada galip ise de; Ahirette hakaik-i itikadiye tamamen tecelli etmekle, daire-i esbaba galebe edecektir. Buna binaen, bu dairelerin herbirisi için ayrı ayrı makamlar, ayrı ayrı hükümler vardır. Ve her makamın iktiza ettiği hükme göre hareket lâzımdır. Aksi takdirde daire-i esbabda iken; tabiatiyle, vehmiyle, hayaliyle daire-i itikada bakan; Mu'tezile olur ki, te'siri esbaba verir. Ve keza, daire-i itikadda iken, ruhuyle, imaniyle daire-i esbaba bakan da, esbaba kıymet vermeyerek Cebriye mezhebi gibi tenbelcesine bir tevekkül ile nizâm-ı âleme muhalefet eder. İ.İ.)
esbâb ::: (a. i. sebeb'in c.) : vâsıtalar, lâzımalar.
esbâb-ı cefâ ::: cefâ sebepleri.
esbâb-ı feshiyye ::: huk. bir ilâmın istinaf [yeniden başlama] suretiyle cerhini [çürütülmesini] îcâbeden sebepler.
esbâb-ı hakikiyye ::: hakiki, gerçek sebepler.
esbâb-ı matlub ::: huk. [eskiden] iflâs hâlinde bulunan şahsın alacaklarının kanunî topluluğu.
esbâb-ı muhaffife ::: işlenen cürmü hafifletici sebepler.
esbâb-ı mücbire ::: zorhyan, icbar eden sebepler.
esbâb-ı müşeddide ::: "esbâb-ı muhaffife" nin zıddı. Arttırıcı, kuvvetlendirici sebepler. Bir hükmün usul ve kanununa uygunluğunu ispat için ileri sürülen sebepler.
esbâb-ı nakziyye ::: bir îlâmın temyîz suretiyle cerhini (çürütülmesini) îcâbettiren sebepler.
esbâb-ı sahîha ::: doğru sebepler.
esbâb ü efâil-i azîme ::: büyük işler ve sebepler.
esbâb ::: sebepler, vasıtalar, vesileler, araçlar.
esbâb ::: sebepler , sebebler
esbâb ::: sebepler
Esbab ::: Bir işe sebep olma
ESBAB :::