ikrah ~ اكراه
Kamus-ı Osmani - ikrah ~ اكراه maddesi. Sayfa: 432 - Sira: 5


ikrah - اكراه
[ء] انسانك ايتسهمديكی ، كریه كورديكی بر شیئی قبول واجرایه مجبور اولماسی ، اویولده
اكراهده قالان آدمك مكره بهك وقوعندن خوف وظن غالب حاصل ايتمهسی ، اوچنجيسی مجبور اولان كيمسهنك یاپهجغی شيئ مجبرك ویا آدمنك حضورنده یاپماسيدر . اكر آدمنك حضورنده یاپارسه اونك دخی تهديدينی ايقاعه مقتدر اولمهسی لازم كلير . (اكراه ملجی) هم بيع وشرا ، ايجار وهبه ، فراغ ، اقرار كبی تصرفات قولیهده وهم بر كيمسهنك اموالنی اتلاف ايتمك ، بر كيمسهیی جرح وقتل ايلهمك كبی تصرفات فعلیهده معتبردر . "ار كيم ايده نامزددن اكراه" "دختر قالور اوده خواه ناخواه" (شيخ غالب) "قهردن اكراه ايدنلر لطفه اولمز مستحق" "مستعددرد اولانلر قابلدرمان اولور " (فضولی) "نيجهسی راضی دكل جاهندن" "ايݣلر آغلار چوغی اكراهندن" (نابی)
Kamus-u Osmani ikrah maddesi. osmanlıcada ikrah ne demek, ikrah anlamı manası, ikrah osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte ikrah hakkında bilgi. Arapça ikrah ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada ikrah anlamı
Kamus-i Osmani - اكراه ikrah ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
ikrah ~ اكراه güncel sözlüklerde anlamı:
iKRAH ::: İğrenmek. Tiksinmek. Bir işi istemiyerek yapmak. * Birine zorla iş yaptırmak veya muamele yapmak.
ikrah ::: (a. 'i. kerh'den.) : 1) birine, zorla is yaptırma. 2) iğrenme, tiksinme.
ikrâh-i gayr-i mülcî ::: huk. [eskiden] döğme ve hapis gibi yalnız gam ve elemi gerektiren şeylerle vuku bulan ikrah.
ikrâh-i mülcî ::: huk. [eskiden] ölüm veyfr kat-ı uzuv, yahut bunlardan birine müeddî olan, şiddetli döğme ile olan ikrah.
ikrâh-ı nakıs ::: huk. dayak ve hapis gibi, kederi, sıkıntıyı gerektiren şeylerden meydana gelen mecburiyet.
ikrâh-ı tanım ::: huk. kendini öldürmeye veya uz. vundan bir yer kesmeye sebebolacak yolda meydana gelen mecburiyet.
ikrâh ::: zorlama, tiksinme.
iKRaH ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Cizye (vergi) vermeyi kabûl eden kitap ehlini (kitaplı kâfirleri) İslâm dînine girmek için ikrâh etmek ve cebretmek yoktur... (Bekara sûresi: 256)
Mü'mini ve zımmîyi (İslâm idâresi altında yaşayan müslüman olmayan vatandaşı) ikrâh etmek, korkutmak büyük günâhtır. (İbn-i Âbidîn)
Çocuğun ehl-i sünnet îtikâdını (doğru îmânı) Kur'ân-ı kerîmi, edebleri ve farzları, haramları, öğrenmesi için babası ikrâh eder. (S. Alizâde)
İkrah :::
- Tiksinme, iğrenme.
- korkutma.
ikrâh ::: tiksinme , iğrenme , tiksinmek , iğrenmek , zorlama
ikrâh ::: tiksinme
ikrâh ::: iğrenme
İkrah ::: Bir kimseyi yapmak istediği şeyi yapmamaya, yapmamak istediği şeyi yapmaya korkutarak zorlamak
ikrah ::: Korkutma
ikrah ::: Korkutma, tiksinme, iğrenme
İkrâh ::: Korkutma; bir kimseyi yapmak istediği şeyi yapmamaya, yapmamak istediği şeyi yapmaya korkutarak zorlamak
ikrâh :::
İKRAH :::