Çağdaş Sözlük

beyaz ~ بياض

Kamus-ı Osmani - beyaz ~ بياض maddesi. Sayfa: 197 - Sira: 10

beyaz - بياض

[ء]آقلق ديمكدر. اصلنده سوته اطلاق اولونور . [بیاض كردن . بیاض تن،بیاض بدن] آق ، ضیانك الوان مركبه‌سندن پيدا اولان رنك : [بیاضلانمق ] = اسكيكله رونق وطراوتی زائل اولمق ، آقلانمق ، آغارمق . [بیاضه چكمك ، بیاضه چكلمك ] = تميزكاغد اوزرينه یازمق ، یازلمق . [بیاضه چيقارمق ] = بری

قيلمق ، پاك طوتمق ، یوزنی آقلاندرمق ، قصورسزلغنه حكم ايتمك . [بیاضه چكن] =كاتب ، یازيجی ديمكدر. بوتدبرده تركجه‌ده (بیاض) لفظی دلبند ، صلاشپور ، پاتسقه كبی بزلره اطلاق اولونديغی كبی كاغد معناسنی ده افاده ايتمش اولور . [بیاضحی] = دلبنجی ، بز صاتان. [بیاضمسی] = آقه چالار، آقيمطراق رنكلی ديمكدر. [بیاض العين] = كوزك آقی . [بیاض البيضه] = یمورطه آقی. "وجودی خام كوموشدن بیاض كلدن نرم" "بونی هنوز یتشمش نهالدن هموار" (نديم) "اول عصرده بر دخی ریاضی" "باغ سخنك كل بیاضی" (لا) "دكل زمينه دوشن برف حانهٔ چرخك" "بیاض صورت دیواری پاره پاره دوشر" (نابی) "كورينك آغی بیاض ايدی قتی" "قابل وصف دكلدر صفتی" (خاقانی) "اولدی بیاض صبح كبی موی صرسفيد" "ای خفته چشم اویان كه عبادت زمانيدر" (نابی) "كردن صافی بیاض اویله‌كه كافور كبی" "چشم وابروسی سیاه اویله‌كه سمور كبی" (نديم)

Kamus-u Osmani beyaz maddesi. osmanlıcada beyaz ne demek, beyaz anlamı manası, beyaz osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte beyaz hakkında bilgi. Arapça beyaz ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada beyaz anlamı

Kamus-i Osmani - بياض beyaz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

beyaz ~ بياض güncel sözlüklerde anlamı:

BEYAZ ::: Aklık, beyazlık. * Aydınlık. * Yumurta akı. * Müsveddenin temize çekilmesi.(Aynada saçıma baktıkça, beyaz kıllar bana diyorlar: "Dikkat et!" İşte o beyaz kılların ihtariyle vaziyet tavazzuh etti. Baktım ki; çok güvendiğim ve ezvakına meftun olduğum gençlik elveda diyor ve muhabbetiyle pek çok alâkadar olduğum hayat-ı dünyeviye sönmeğe başlıyor ve pekçok alâkadar ve âdeta âşık olduğum dünya, bana "Uğurlar olsun" deyip, misafirhâneden gideceğimi ihtar ediyor. L.)

beyaz ::: (a. i.) : 1) aklık. 2) yumurta akı. 3) aydınlık. 4) s. ak.

Beyaz :::


  1. Ak, kara, siyah karşıtı.

  2. Bu renkte olan
    Örnek: Müdür, arkasına beyaz bir gömlek giymiş, ellerini de göbeğinin üstünden kavuşturmuş. M. Ş. Esendal

  3. ırktan olan kimse

  4. Baskıda normal karalıkta görünen harf çeşidi.

  5. Beyaz ırktan olan kimse

beyâz ::: ak , beyaz

beyâz ::: ‬ak

beyâz ::: beyaz

beyaz ::: (a. i.) 1) aklık. 2) yumurta akı. 3) aydınlık. 4) s. ak.

beyaz ::: ak, kır

BEYAZ :::

Aklık, beyazlık. * Aydınlık. * Yumurta akı. * Müsveddenin temize çekilmesi.(Aynada saçıma baktıkça, beyaz kıllar bana diyorlar: "Dikkat et!" İşte o beyaz kılların ihtariyle vaziyet tavazzuh etti. Baktım ki; çok güvendiğim ve ezvakına meftun olduğum gençlik elveda diyor ve muhabbetiyle pek çok alâkadar olduğum hayat-ı dünyeviye sönmeğe başlıyor ve pekçok alâkadar ve âdeta âşık olduğum dünya, bana "Uğurlar olsun" deyip, misafirhâneden gideceğimi ihtar ediyor. L.)