Cam ~ جام
Kamus-ı Osmani - Cam ~ جام maddesi. Sayfa: 196 - Sira: 10

Cam - جام
[ف] صرچه ، پنجرهلره طاقيلان الواح زجاجیه : (جام نكين ) "جامجی" = جام صاتان طاقان آدم قدح ، اوفاق بارداق : (جام جم) = جمشيده نسبت اولنان عشرت قدحی ديمكدر : "آچسون بزمده كوكلمز" "ساقی مدد صون جام جم" (نفعی) "مرحبا ای جام مينای می یاقوت رنك" (وله) "جوهر صهباكه ايلر جام مينادن ظهور" "روحدر كویا ايدر جيب مسيحادن ظهور" (نورس)
Kamus-u Osmani Cam maddesi. osmanlıcada Cam ne demek, Cam anlamı manası, Cam osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Cam hakkında bilgi. Arapça Cam ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Cam anlamı
Kamus-i Osmani - جام Cam ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Cam ~ جام güncel sözlüklerde anlamı:
CAM ::: f. Cam, şişe, bardak, sırça.
"); câm ::: (f. i.) : 1) sırça, cam; bardak, kadeh, şişe ve toprak cinsinden şarap kadehi, [kelimenin Arapça cemi "câmât" dır].
câm-ı âteş-fâm ::: ateş renkli kadeh.
câm-ı avş ::: hayat kadehi, zevk ve safa kadehi.
câm-ı cem ::: Şark mitolojisinde, şarabın îcatçısı sayılan "Cem" in sihirli kadehi; şarap.
câm-ı cihân-nümâ ::: cihanı gösteren kadeh, içinde dünyâyı seyrettiren kadeh.
câm-ı fena ::: (fânilik kadehi) : ölüm.
câtn-ı gevheri ::: 1) Billur Kadeh; 2) sevgilinin dudağı
câm-ı gül-fâm ::: (gülrengi kadeh) : kırmızı şarap.
câm-ı ikbâl ::: dünya ululuğu kadehi, şarabı.
câm-ı leb ::: (dudak kadehi) : kırmızı şarapla dolu bir kadehe benziyen dudak.
câm-ı memlû ::: dolu kadeh.
câm-ı merg ::: ölüm kadehi.
câm-ı minâreng ::: açıkmâvi renk kadeh.
câm-ı seher ::: Güneş, (bkz. : câme-i seher).
câm-ı sîm ::: sevgilinin çenesi.
câm-ı şehriyârî ::: büyük kadeh.
câm-ı şîr ::: sütlü meme.
câm-ı tehî ::: boş kadeh.
câm-ı zerrin ::: (altın kadeh) : beyaz şarap. 2) (h. i.) Horasan'da bir kasaba. 3) kendilerini Çemşit sülâlesinden sayan Sent ve Kişmir hâkimlerinden bir kısmının lâkabı. 4) tas. Allah âşığının yüreği.
Cam :::
- Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim.
- Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça
Örnek: Tıraşa başlarken biri büyük, biri küçük iki örtü alırdı, cam dolabından. N. Cumalı - Pencere
Örnek: Camın önündeki masaların hemen arkasındaki yere oturup kalıyorum. S. F. Abasıyanık - Kadeh, içki.
- bk. hücre yapışma molekülleri, kalmodulin
câm ::: şişe , kadeh , cam
câm ::: kadeh
câm ::: şişe
câm ::: cam
câm ::: (f. i.) 1) sırça, cam; bardak, kadeh, şişe ve toprak cinsinden şarap kadehi, [kelimenin Arapça cemi
cam ::: içki, kadeh, pencere, şişe
CAM :::