hak ~ حق
Kamus-ı Osmani - hak ~ حق maddesi. Sayfa: 258 - Sira: 7


hak - حق
[ء]الله ، تݣری : (حضرت حق ، حق تعالی، جناب حق ، حق جل وعلی شانه) "حق تعالی عظمت عالمينك پادشهی" "لامكاندر اولهماز دولتينك تختكهی" (شناسی) نفس الامره مطابق ، متحقق ، ثابت ، طوغر . (باطل) ݣ مقابلی ، ضدی : (اعتقاد حق ، مذهب حق ، دين حق ، قول حق) بو معناده مؤنث اولهرق (حقه) طرزندهده قوللانيلير : (اعتقادات حقه ، مذاهب حقه)
انسانك كندينه لازم وعائد اولان خصوص ، نسنه : (حق صريح ، حق ظاهر ، فلان حقنی طلب ايدييور ) . (متعلق) معناسی قصد اولنهرق ايراد ايديلنجه دائما (ده) اداتيله برلكده قوللانيلير . مثلا (بو ايش حقنده نهدييور) ، (آتك حقنده بویله دييور) دينيلير . (حق بين) = حق كوريجی ، حقی كوريجی . (حق بينانه) = حق كوريجییه كوره . (حق شناس) = حق طانيیيجی ، طانیان ؛ حقه رعایت ايديجی ، ايدن (حق شناسانه) = حق طانيیيجی اولانه یاقيشهجق صورتده (حق پرست) = حقه طاپيجی ، طپان (حق پرستانه) =حقه طاپانه لایق طرزده (حق كو) = طوغری سویلهیيجی ، سویلهین (حق كویانه) = طوغری سویلهینه لایق صورتده (هق كویی) = طوغری سویلهیيجيلك . (بحق) = ح
Kamus-u Osmani hak maddesi. osmanlıcada hak ne demek, hak anlamı manası, hak osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hak hakkında bilgi. Arapça hak ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hak anlamı
Kamus-i Osmani - حق hak ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
hak ~ حق güncel sözlüklerde anlamı:
HAK ::: (Bak: Hakk)
HaK ::: Vasat. Vasatî. Orta.
HaK ::: f. Toprak. Turab.(Hâk ol ki, Hüdâ mertebeni eyleye âli.Tâc-ı ser-i âlemdir o kim hâkk-ı kademdir.)
hâk ::: (f. i.) : toprak.
hâk-dân-ı fena ::: (fânilik toprağı) ; dünyâ.
hâk-i beden ::: vücut toprağı.
hâik-i beyaban ::: çölün toprağı
hâk-i cenâb-ı südde-i devletmeâb ::: pâdişâhın kapısının önünde.
hâk-i kadem ::: ayak toprağı.
hâk-i mezâr ::: mezar toprağı.
hâk-i mezellet ::: horluk, düşkünlük toprağı.
hâk-i pâk ::: temiz toprak.
hâk-i pây ::: ayak toprağı, tozu.
hâk-i vatan ::: vatan toprağı.
Hakk ::: (a. i. c. : hukuk) : 1) Allah, İlah. 2) doğruluk ve insaf : Hakdan ayrılmamalı. 3) bir insana âit olan şey : Bu, benim hakkımdır. 4) dâva ve iddiada hakikate uygunluk; doğruluk : Hak budur. 5) geçmiş, harcanmış emek : Baba hakkı; Ana hakkı. 6) pay, hisse : Makas hak kı; Barut hakkı. 7) s. doğru, gerçek : Bu söz hakdır. 8) lâyık, münâsip : Bu, sana haktır.
hakk-ı âmiriyyet ::: âmirük hakkı.
hakkı şefe ::: huk. su içme hakkı.
hakk-ı şürb ::: huk. bir nehirden muayyen ve mâ-iûm olan nasiptir ki tarla, bağ, bahçe ve hayvan sulamak için su ile intifa etme nöbeti, [bir tarla sahibinin her gün bir saat, yahut haftada bir gün bir nehirden tarlasını sulama hakkı gibi].
hakk-ı terceme ::: tercüme hakkı.
hak ::: adalet, pay, doğruluk, emek, ücret, doğru.
hâk ::: toprak.
Hak ::: Tanrı'nın adlarından biridir. Gerçek ve adalet anlamında da kullanılır.
hâk ::: toprak , doğru , pay
hâkk ::: doğru , kazıma , tanrı , gerçek , pay , adalet , din , oyma
hak ::: Tanrı
hak ::: doğru
hak ::: pay
hâk ::: toprak
hakk ::: Tanrı
hakk ::: doğru
hakk ::: hak
hâk ::: (a. s.) 1) vasat, orta. hâk-ul-edme : derinin orta katı. 2, insaniyetli, mert ve yiğit adam.
Hak ::: Hukuk düzeni tarafından şahıslara tanınmış olan yetkilerdir
Hak ::: Hukuk düzeni tarafından şahıslara tanınmış olan yetkilerdir
hak ::: adalet, doğru, doğruluk, gerçek, hukuk, kazanç, kazı, pay
hâk ::: toprak
hâk ::: toprak
hak :::
HAK :::
HÂK :::