hakim ~ حكيم
Kamus-ı Osmani - hakim ~ حكيم maddesi. Sayfa: 261 - Sira: 4
hakim - حكيم
[ء]حكمتله متصف ، موجوداتك حقایق ودقایقنه واقف اولان مرد عاقل وكامل : (مورخ مشهور ابن خلدون بر حكيم ذوفنون ايدی ، مصاحب سنان پاشا برحكيم حقیقت آشنا ايدی) اوائلده اكثریا حكما فن طبه آشنا بولنمق حسبيله لسانمزده (حكيم) "طبيب" معناسنده قوللانيلمشدر . بو لفظی (هكيم) طرزنده یازمق غلط فاحشدر . (حكيمانه) = حكمتله متصف اولانه یاقيشهجق صورتده ديمكدر : "نافع اولماز مرض عشقه مداوات حكيم" (نوعی)
Kamus-u Osmani hakim maddesi. osmanlıcada hakim ne demek, hakim anlamı manası, hakim osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hakim hakkında bilgi. Arapça hakim ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hakim anlamı
Kamus-i Osmani - حكيم hakim ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
hakim ~ حكيم güncel sözlüklerde anlamı:
HAKiM ::: Hikmetle muttasıf olan ve mevcudatın hakikatına vâkıf olan. Hikmet mütehasssı. İlm-i hikmette mütebahhir ve mütehassıs olan. İş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan. * Tabib, doktor.
HaKiM ::: Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden, Allah (C.C.) * Memleketi idare eden. * Mahkeme reisi. (Hâkim-i Hakikî, Hâkim-i Ezelî, Hâkim-i Mutlak, Hâkim-i Zülcelâl, Hâkim-i Lemyezel... gibi isimlerle, Cenab-ı Hakk'a âit olan Hâkim sıfatı Kur'ân-ı Kerim'de 86 def'a zikredilir.)
hakîm ::: (a. s. c. : hükemâ) : âlim, * bilgin, herşeyi bilen; tabîatı inceliyen; felsefeci; tabip, doktor. [Allah adlarındandır], Emr-t hakîm : Allah'ın buyruğu.
hakîm-i mutlak ::: Cenâbıhak. Kitâb-ı hakîm : Kur'ân-ı Kerîm.
hâkim ::: (a. i. c. : hakeme. hâkimûn. hükkâm) : 1) her şeye hükmeden, Allah. Ahkem-ül-hâkimîn, Hayr-ül-hâkimîn : Allah.
hâkim-i hakiki, hâkim-i lemyezel ::: Allah.
hâkim-i mutlak ::: (Cenâbıhak). 2) hükmeden, dâva yargılama işine me'mûr olan, * yargıç. 3) s. üstte bulunan. 4) kadı; vali; âmir; hükümdar, emîr.
Hakîm ::: her fiilinde hikmet ve gayeleri gözeten Allah.
Hâkim ::: "hüküm veren, hak ve adalet üzere hükmeden, başkasını müdahale ettirmeden idare eden" mânâsında ilâhî isim.
HaKiM ::: Hak ve adâlet üzere bir gün hâkimlik yapmayı, bir sene devamlı gazâ etmekten (Allah yolunda harb etmekten) daha çok severim. (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Hakim :::
- Tanrı.
- Bilge.
- Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren, egemen
Örnek: Arkasında yavaş fakat çok hâkim bir ses işitmişti. A. Gündüz - Başta gelen, başta olan, baskın çıkan.
- Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen (kimse)
- Yüksekten bir yeri bütün olarak gören.
- Yargıç
- Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, dominant, başat.
- yargıç.
hâkim ::: hükmeden , hakim-i ezeli , hakim-i mutlak , hakim-i zülcelal , )
hakîm ::: doktor , tanrı , hakim
hakîm ::: Tanrı
hakîm ::: hakim
hakîm ::: yargıç
Hâkim ::: Yargıç, yargılama yapan kişi
HÂKİM ::: Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, yargıç.
hakim ::: idare eden, söz geçiren, yargıç
hâkim ::: baskın, egemen
hâkim ::: yargıç
hâkim ::: baskın, egemen
hâkim ::: yargıç
hakim :::
HAKÎM :::
HÂKİM :::