Çağdaş Sözlük

hadi ~ خادع

Kamus-ı Osmani - hadi ~ خادع maddesi. Sayfa: 283 - Sira: 5

hadi - خادع

[ء]خدعه ایدیجی ، ایدن ؛ آلدادیجی ، آلداتان : (بایع خادع ) = حيله‌كار صاتیجی .

Kamus-u Osmani hadi maddesi. osmanlıcada hadi ne demek, hadi anlamı manası, hadi osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hadi hakkında bilgi. Arapça hadi ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hadi anlamı

Kamus-i Osmani - خادع hadi ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

hadi ~ خادع güncel sözlüklerde anlamı:

HADi ::: Birinci. * Mazluma yardım eden. * Deveyi şarkı söyleyerek süren.

HaDi ::: Hidayete ermiş. Mürşid. Rehber, delil. Hidayet yolunu gösteren. Hidayete, doğruluğa eriştiren. Önde giden.

hadi' ::: (a. s. hadîa'dan) : 1) hîleci, dolapçı, (bkz. : haddâ'). 2) fena, bozuk..

hâdî ::: (a. s.) : 1) sırada ilk, birinci. 2) i. hayvanları, en çok develeri şarkı ile süren kimse. 3) yenilene yardım eden, yardımcı.

hâdî aşr ::: on birinci.

hâdî vü işrin ::: yirmi birinci.

hâdî ::: (a. s. hidâyet'den. c. : hevâdî, hüdât) : 1) hidâyet eden, doğru yolu gösteren.

hâdî-üt-tarîk ::: doğru yolu gösteren, Allah. 2) i. kılavuz, rehber. 3) önde giden [kimse].

hadî-i sebîl ::: Hz. Muhammed (Aleyhisselâm). 4) i. mızrak ucu. 5) i. erkek adı.

Hâdî ::: hidayet veren Allah.

hâdî ::: hidayete ermiş, mürşit.

Hadi :::


  1. Haydi.

hâdî ::: doğru yolu gösteren , hidayet yolunu gösteren , mürşit , hidayete ermiş

hâdi ::: hud'a yapan , hileci , aldatıcı , fena , bozuk

hâdi' ::: düzenbaz

hâdî ::: ‬doğru yolu gösteren

hâdi’ ::: ‬düzenbaz

hadi' ::: (a. s. hadîa'dan) 1) hîleci, dolapçı, (bkz. : haddâ'). 2) fena, bozuk..

hadi ::: haydi

HADÎ :::

Birinci. * Mazluma yardım eden. * Deveyi şarkı söyleyerek süren

HÂDÎ :::

Hidayete ermiş. Mürşid. Rehber, delil. Hidayet yolunu gösteren. Hidayete, doğruluğa eriştiren. Önde giden