der ~ در
Kamus-ı Osmani - der ~ در maddesi. Sayfa: 359 - Sira: 2
der - در
[ف] ادات ظرفيتكه "اندر" ݣ مخففيدر . تركجهده مقابلی (ده) اداتيدر . عربيسی (فی) در. مثلا : (درآغوش) = قوجاقده ، قوجاق ايچنده (درانبار) = انبارده . (در انبار ايدلمش) = منخر ، انباره طولديرلمش . (درحال) = بو آنده ، وقت كچيرلمكسزين . (درپيش) = اوݣده ، اوݣنده . (دردست) = الده ، یاپلمق اوزره. (درعهده) = اوستده ، اوزرنده ، اوسته آلنمش . (در كنار) = كنارده ، مكتوبه واوراق رسمیه اوزرينه یازيلان برقاچ سطر یازی قوجاغه آلمه ، قوجاقلامه (دركار) = ايشده ، بللی . (درمیان) = آرهده معناسنهدر. (درمانده) = اسم مفعول اولان "مانده" آپيشمش ، قالمش ديمكدركه بو حالده معناسی ظرفيت اعتباريله (قاپوده قالمش) اولور . لفظ مفرد مقامنده بيچاره ، عاجز ديمكدر . لسان چغتاییده بونك مقابلی (ايليندی) ايمش . (درماندكی) = عاجزلك.
"مادری معصومی ايتمش دركنار" (معلم ناجی) "درخواب ايدی صانكه اولدی بيدار" (وله)
Kamus-u Osmani der maddesi. osmanlıcada der ne demek, der anlamı manası, der osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte der hakkında bilgi. Arapça der ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada der anlamı
Kamus-i Osmani - در der ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
der ~ در güncel sözlüklerde anlamı:
der ::: (f. s.) : "yırtan, yaran, yırtıcı, delen" mânâlarına kelimeyi sıfatlaştırır. Ciger-der : ciğer delen. Perde-der : perde yırtıcı, edepsiz. Sâf-der : saf yaran, sıra yaran.
derr ::: (a. i.) : 1) kimse, kişi. 2) s. güzel iş, güzel eser. Li-llâhi derrühû : mükâfatını Allah versin!
dörr ::: (a. i.) : inci. dürr-i Aden : Aden incisi. dürr-i girân-mâye : kıymetli iri inci. dürr-i güftâr : söz incisi.
dürr-i hoş-âb ::: iyi inci.
dürr-i istifa ::: seçkinlik incisi (Hz. Muhammed (Aleyhisselam)).
dürr-i meknûn ::: mahfazalı parlak inci.
dürr-i nâb ::: parlak, beyaz inci.
dürr-i nâzım ::: dizilmiş inci.
dürr-i nâ-süfte ::: delinmemiş inci; mec. kızoğlan kız.
dürr-i nefîd ::: dizi itici, inci dizisi.
dürr-i sadef-nişîn ::: sedefinden çıkmamış inci.
dürr-i sirâb ::: iri inci.
dürr-i şah-vâr, - şeh-vâr ::: (pâdişâha lâyık) iri inci.
dürr-i yegâne ::: eşi bulunmıyan, tek inci.
dürr-i yek-dâne ::: iri taneli inci.
dürr-i yetim ::: sedefinde tek olarak çıkan iri, büyük inci. mec. Hz. Muhammed (Aleyhisselam), [Farsçası "dür" dür].
der ::: "içine, içinde" mânâsında ön ek.
Der :::
- bk. granülsüz endoplâzmik retikulum
dürr ::: inci
der ::: kapı
der ::: kapı
dürr ::: inci
der ::: (f. s.) yırtan, yaran, yırtıcı, delen
derr ::: (a. i.) 1) kimse, kişi. 2) s. güzel iş, güzel eser. Li-llâhi derrühû : mükâfatını Allah versin!