Esir ~ اسير
Kamus-ı Osmani - Esir ~ اسير maddesi. Sayfa: 109 - Sira: 15


Esir - اسير
[ء] قول، كوله اثنای حربده دشمن النه دوشن طوتساق ، دشمن النده قالان عسكر حكم آلتنده بولونان، مبتلا، دوشكون:اسير حرب. [آلديغم قاره صاعقهٔ بلا كبی نازل اولدی . كوكلم ويران، كوزلرمدن سرشك حسرت رواندر. جملهمزی محبت اولاد اسيريیز. تعزيتنامه - سعد الله پاشا] "اولمك آسان عاشقه بردم فراق یار كوج" "بویله مشكل درد اسيری خستهیه تيمار كوج" (نفعی)
"برافت خوفغواره اسير اولدی كوكل كيم" "هر نازنه هر لحظهده بيك كره لدابز" (لا) "رند اودركيم اسير قيد اولماز" "نهاویسی نه حنبلی كورينور" (نفعی) "محصل آدمهمعنی كركدر یوقسه نه یلرلر" "اسير قيد صورت آلای بیهوده حیوانی" (نفعی) "برابتلا كش بدبخت.. اسير ناكامم" "كهدردناك اولورم فكرت نجاتمدن" [پژمرده - "اكرم".] "بيلسهك نه اولدی آزاده كوكلم" "سودا اسيری سودا اسيری" (معلم ناجی)
Kamus-u Osmani Esir maddesi. osmanlıcada Esir ne demek, Esir anlamı manası, Esir osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Esir hakkında bilgi. Arapça Esir ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Esir anlamı
Kamus-i Osmani - اسير Esir ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Esir ~ اسير güncel sözlüklerde anlamı:
ESiR ::: Birbirine yakın olmak, mütekarib.
ESiR ::: Bütün kâinatta bulunan ve her tarafı kaplamış olan lâtif madde. Elektrik, ışık ve hararetin yayılmasına vasıtalık eden madde. Görülmeyen ve varlığı bütün ehl-i ilimce kabul edilen lâtif, rakik, elâstikiyeti hâiz seyyal madde.("İkisi de birbirine bitişikti, so a ayrı ettik." mânasında olan $nın ifadesine nazaran, manzume-i şemsiye ile arz, dest-i kudretin madde-i esiriyeden yoğurmuş olduğu bir hamur şeklinde imiş. Madde-i esiriye, mevcudata nazaran akıcı bir su gibi mevcudatın aralarına nüfuz etmiş bir maddedir. $ âyeti, şu madde-i esiriyeye işarettir ki, Cenab-ı Hakk'ın arşı su hükmünde olan şu esir maddesi üzerinde imiş; esir maddesi yaratıldıktan so a, Sâniin ilk icadlarının tecellisine merkez olmuştur. Yani esiri halkettikten so a, cevahir-i ferd'e kalbetmiştir. İ.İ.)
ESiR ::: Kul, köle. Harpte teslim alınan düşman. Teslim olan.
esîr ::: (a. i.) : kâinatı dolduran ve bütün cisimlere nüfûzeden, fizikcilerce, ışık, hararet ve elektrik gibi şeylere nakil vâsıtası hizmeti gördüğü farzolunan, tartısız, elâstikî ve akıcı hafif bir cisim, [kelime Rumcadan Arapçaya geçmiştir].
esîr ::: (a. s. c. : üserâ) : 1) savaşta düşman eline düşen kimse, tutsak. 2) kul, köle. 3) düşkün, vurgun.
esîr-i aşk ::: aşkın esiri, aşka tutulmuş.
esîr-i firâş ::: yatalak.
esîr-i harb ::: harp esiri.
esîr-i hizmet ::: hizmet esiri.
eslr-i sâfiyyet ::: saflık esiri.
esîr-i turra-i cânân ::: sevgilinin perçeminin esiri.
esir ::: (a. s.) : pek sevinçli.
esîr ::: alemi kaplayan incecik madde.
esir ::: savaşta teslim alınan kimse.
Esir :::
- Tutsak.
- Köle.
- Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse.
- Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz (cevher).
- Hava.
esîr ::: tutsak
esir ::: savaşta teslim alınan kimse , birbirine yakın olmak , mütekarib , bütün kainatta bulunan ve her tarafı kaplamış olan latif madde , elektrik , ışık ve hararetin yayılmasına vasıtalık eden madde , görülmeyen ve varlığı bütün ehl-i ilimce kabul edilen latif , rakik , elastikiyeti haiz seyyal madde , kul , köle , harpte teslim alınan düşman , teslim olan
esîr ::: tutsak
esîr ::: (a. i.) kâinatı dolduran ve bütün cisimlere nüfûzeden, fizikcilerce, ışık, hararet ve elektrik gibi şeylere nakil vâsıtası hizmeti gördüğü farzolunan, tartısız, elâstikî ve akıcı hafif bir cisim, [kelime Rumcadan Arapçaya geçmiştir].
esir ::: (a. s.) pek sevinçli.
esir ::: hava, köle, tutsak
ESİR :::