Çağdaş Sözlük

üstad ~ استاد، اوستاد

Kamus-ı Osmani - üstad ~ استاد، اوستاد maddesi. Sayfa: 8 - Sira: 7

üstad - استاد، اوستاد

[ف] معلم ، خوجه ، اوكره ديجی‌كه علم ، هنر ، سنعت تعليم ايدن .اوكره‌دن آدم ديمكدر : [استاد حقی بیوكدر ] كلی ، جزئی معارف وصنایعده ماهر ، وقوف تام صاحبی اولان كيمسه‌. [استادانه ] = معلمه ، ماهر آدمه یاقيشه‌جق صورتده ، [اوستادی ] = خواجه‌لك ، اوسته‌لق . یالݣز نظمده بونلرك صوݣلرنده‌كی (دال) لرك حذفيله [استا ، اوستا] طرزنده تخفيفی جائزدر . تكجه‌كبی قوللانديغمز (اوسته) نك اصلی (اوستا) اولديغنده شبهه یوقر . "اشعاری بویله سویلر استاد سویلر استاد سویله‌یجه " (نائلیٔ قديم) "هم ديركه زشاعری اثر نست" "استاد سخن منم دكر نيست" (مقدمه) "پس تواضعله او اوستاد سخن" "چيقاروب كوشهٔ دستارندن" (خاقانی) "خاك پای شيخ عطارمكه اولدی همتی" "طبعمه استاد درس مشكلات مثنوی" (نفعی)

Kamus-u Osmani üstad maddesi. osmanlıcada üstad ne demek, üstad anlamı manası, üstad osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte üstad hakkında bilgi. Arapça üstad ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada üstad anlamı

Kamus-i Osmani - استاد، اوستاد üstad ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

üstad ~ استاد، اوستاد güncel sözlüklerde anlamı:

üSTAD ::: (Üstaz) İlim veya san'atta üstün olan kimse. Usta, san'atkâr. Muallim, profesör. Bilgide veya san'atta veya amelde meharetli zât.

üstâd ::: (f. i.) : 1) muallim, öğretmen; usta, sanatkâr. 2) bir ilim veya san'at alanında üstün yeri olan kimse. 3) üniversite profesörü. 4) mason locasının başkanı.

üstâd-ı a'zam ::: 1) en büyük üstad, en büyük usta. 2) üstadlar teşkilâtının başkanı.

üstâd-ı küll ::: birçok şeyleri çok iyi bilen.

üstad ::: ilimde ve sanatta üstün olan kimse, büyük muallim.

üSTaD ::: İnsan, yaratılışta iki taraflıdır. Ona hidâyet, üstünlük tarafını tanıtabilmek ve bunu kuvvetlendirmeye çalışmasını sağlamak için muallim, bir üstâd lâzımdır. Bâzı çocuklar, nasîhatla, yumuşak sözle ve mükâfât vererek yola gelir. Bâzısı, sert ve acı sözle ve cezâ vererek terbiye kabûl eder. Üstâd mâhir olup, çocuğun yaratılışının nasıl olduğunu anlamalı, ona şefkat ile tatlı veya acı te'sir ederek terbiye etmeli, yâni yetiştirmelidir. Böyle mâhir ve müşfik bir rehber olmadıkça, çocuk ilim ve ahlâk edinemez, yükselemez. Rehber yâni ilim ve ahlâk sunan zât, çocuğu felâketten kurtarıp, seâdete kavuşturur. (İslâm Ahlâkı)

Üstâd mâhir ve müşfik, talebe de zekî ve çalışkan olursa, öğrenilmeyecek mes'ele yoktur. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

üstâd ::: profesör , hoca , üstat , usta

üstâd ::: ‬üstat

üstâd ::: profesör

üstâd ::: usta

ÜSTAD :::

(Üstaz) İlim veya san'atta üstün olan kimse. Usta, san'atkâr. Muallim, profesör. Bilgide veya san'atta veya amelde meharetli zât