usul ~ اصول
Kamus-ı Osmani - usul ~ اصول maddesi. Sayfa: 13 - Sira: 9
usul - اصول
[ء] "اصل " ك جمعی . "اصل" (فرع) ݣ و"اصول" (فروع) ݣ مقابليدر: [اصول وفروع ] قواعد اساسیه ، منوال صورت ، یول معنالرنده مفرد حكمنده قوللانيلير . فقط صفتلری
مطلقا مؤنث اولهرق ذكر ايديلير : [اصول الحكيم فی نظام الامم ] = كاتب چلبی مرحومك سلطان محمود اوله تقديم ايتديكی اصطلاحات لایحهسی . [اصول اداره ، اصول حكومت ،اصول كتابت ، اصول فقه ] (اصولیون ) = علم فقهی تحصيله مدار اولان قواعد مؤلفلری ، اصول فقهه منتسب علما . [آرتق بندهٔ بيریالينك بوندن صوكره اتخاذ ايدهجكی اصول ومسلك شاید محاكمهیه دعوت اولنهجق اولديغم حالده - تذكره - بیوك رشيد پاشا] آهته ، یاواش معناسندهده قوللانيلير : [فلان اصول اصول یعنی كورلتی سزجه كلدی ] (اصول ايله ) = یاواشجه ، (اصولجهجق) = غایتله یاواش ديمكدر (اصولتله ) تعبيرنك غلط فاحش اولديغنی واصلا قوللانيلمامهسی اولی بولنديغنی اخطاره لزوم واردر : [شعر وانشاده مخترع اصول عديم المثال ودقایق علوم ادبیهده حائز سرمایهٔ كمال برذات بی همال اولوب - روضة الكاملين] "مكار مݣله اصول امم اولونور محكم " (لا) "ره عرفان حقيقتده بودردآب واصول" (واصف) "اصول نعتݣی تعليم قيلدی ارواحه" "كلوی آدمی تقسيم ايدن نوای وجود" (نورس)
Kamus-u Osmani usul maddesi. osmanlıcada usul ne demek, usul anlamı manası, usul osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte usul hakkında bilgi. Arapça usul ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada usul anlamı
Kamus-i Osmani - اصول usul ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
usul ~ اصول güncel sözlüklerde anlamı:
USUL ::: (Asıl. C.) Ana, baba. Cedler. * İstinadgâh. * Râcih delil, kaide. Asıllar, kökler, temeller. Bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi lâzım gelen esaslar. Bir hedefe ulaşmak için tutulan düzenli yol. * Tarz, metod, tertip.
usûl ::: (a. i. : asl'ın c.) : 1) asıllar, kökler. 2) bir ilmin veya tekniğin asıl mevzûundan önce öğrenilmesi gereken esas, başlangıç bilgi. 3) başlangıç. 4) yol, yöntem, tertip, metod, nizam, kaide, düzen, fr. methode.
usûl-i aşere ::: tas. seyr ve sülûke giren mürit için kabul edilen on esas : [l. tövbe; 2) zühd : dünyâ nimetlerinden, şehvetten nefsini kesme; 3) Allah'a tevekkül; 4) kanaat; 5) uzlet : halkla teması kesme; 6) zikir; 7) Allah'a yönelme; 8) murakabe; 9) kendi nefsinin rızâsından çıkıp Allah'ın rızâsına girme. 10) takva]
usûl-i fıkıh ::: fıkıh ilminin prensiplerinden bahseden ilim; fıkıh metodolojisi,
usûl-i hadîs ::: hadîs ilminin dayandığı prensipler; hadîs metodolojisi.
usûl-i muzâafa ::: muhasebede yevmiye defterine borçlu hesabının karşılığı olan alacaklı hesabının da, birisi aktif, diğeri pasif tablolarında olmak üzere, aynı zamanda kaydedilmesi hâlidir, [bu metoda âit ilk bilgiler 1294 yılında rahip Lukas Paçiolo'-nun : "Summa de Aritmetica Geometri Proportioni et Proportinalita" adlı eserinde görülmüş ve bu usûle "Italvan usûlü" de denilmektedir]
usûl ve fürû ::: fık. bir kimsenin kendinden ön-cekileriyle sonrakileri, ataları ve çocukları.
usul ::: tarz, metod, yol, düzen, temel, asıl, esas.
Usul :::
- Kökler, asıllar.
- Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri.
- Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz
Örnek: Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu. H. Taner - Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot.
- Yol, yöntem
Örnek: Burada ne kadar av varsa o kadar da avlanmak usulü vardır. H. C. Yalçın - Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar.
- Klasik Türk müziğinde tempo
Örnek: Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir. O. C. Kaygılı - Alçak sesle
Örnek: Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler Karacaoğlan - Yavaş.
- 1) asıllar, kökler (karş. fürû'). 2) süreç (Prozess, Verfahren, procédure).
usūl ::: asıllar , esaslar
usul ::: tertip
usûl ::: asıllar , yöntem , metod
usûl ::: asıllar
usûl ::: yöntem
usûl ::: yol yordam
usûl ::: metod
Usul ::: Şekle ilişkin.
usul ::: şekle ilişkin
usul ::: metot, tarz, yol, yöntem
usul :::
USUL :::