bende ~ بنده
Kamus-ı Osmani - bende ~ بنده maddesi. Sayfa: 176 - Sira: 5
![](/rsm/osmani2/15/176-5.jpg)
![](/rsm/osmani2/15/177-1.jpg)
bende - بنده
[ف] باغلانمش معناسنهدر. معانی آتیهده قوللانيلير . اسير ، عبد ، قول ، كوله طرفدار ، منتسب مخلص . [بنده پرور]= قول ، كوله ، آدم بسلهیيجی ؛ كندی آدملرينه حسن معامله ايدوب احتیاجلرينی تسویه وحاللرينی ترفیه ايدن ديمكدر. [بنده پروری] = بنده بسلهیيجيلك ، حسن معاملهده بولونيجيلق ، بنده پروره منسوب . [بنده پرورانه] = اومشرب عاليجنابانهده بولونان آدمه یاقيشهجق صورتده ، بنده پرورجهسنه . [بنده نواز] = كولهسنی قولنی ، آدمنی تلطيف ايدن . [بنده نوازانه] = بنده نوازجهسنه ، اویله معاملهده بولونان افندییه لایق طرزده . [بنده نوازی] بنده نوازلق ، بندهنواز اولانه منسوب ، متعلق . [بنده زاده] = كولهچوجغی . بر كيمسهیه تعظيما كندی
بندهكزه عائددر . بقی اخلاص افندم - پژمرده .- اكرم ] "جسمی صحتده درونی خسته" "داینه بندهٔ كردن بسته" (نابی) "عارفك كوكلن خداغمكين ايدرشاد ايلهمز" "بندهٔ مقبولنی مولاسی آزاد ايلهمز" (نوعی) "ديرسككه بوكون ايلهمهین یارین ايدر ذوق" "چوقمی ايكی كون بندهلرك ايلهسه عشرت" (روحی) "ذاتك كبی بر پادشه عارف وكامل" "بندهݣ كبی بررند ثنا كستر عالم" (نفعی) "كورنجه شمسدی بویله التفاتك" "كه قيلدی بندهݣی محسود عالم" (نفعی) "یارادوب حق بكا برراهبر آكاهی" "بندهٔ حلقه بكوش ايتدی دل كمراهی" (واصف)
Kamus-u Osmani bende maddesi. osmanlıcada bende ne demek, bende anlamı manası, bende osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte bende hakkında bilgi. Arapça bende ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada bende anlamı
Kamus-i Osmani - بنده bende ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
bende ~ بنده güncel sözlüklerde anlamı:
BENDE ::: f. Bağlanmış olan. Köle. Esir. Hizmetçi. Hizmetkâr. Kul.
Bende ::: başından sonuna kadar aynı vezinde birçok, beyitli parçalardan meydana gelen ve kısım kısım, gazel tarzında kafiyeleri değişen manzumelerin her bir parçası, (bkz. : tercî-i bend, terkîb-i bend).
bend-i hisar ::: müz. sûz-i dil, pûselik ve sultân! yegâh makamlarından mürekkeptir. Yânî bir nevî hüseynî geciksiz ve sonunda sultânî-yegâh ilâve edilmiş hisâr-pûselik'tir. Makam, sultânî-yegâh ile yegâh perdesinde kalmaktadır. Güçlü birinci derecede sûz-i dil'in durağı ve pûselik'in güçlüsü olan hüseynî mi, ikinci derecede pûselik'in durağı ve sultânî-yegâh'ın güçlüsü olan dügâhladır. Evvelâ sûz-i dil'de uzunca bir müddet durulduktan sonra müşterek seslerden ve sûz-i dil'in durağı, aynı zamanda pûselik'in güçlüsü olan hüseynî perdesinden istifâde edilerek, sûz-i dil'in r perdesi bekarlaştırılmakta ve sonra, pûselik'in r şeddi yapılarak, sultanî yegâh icra edilmektedir. Makam umumiyetle inicidir. Donanımına sûz-i dil gibi sol ve re ba-kıyye diyezleri konulur. Pûselik için re bekar, sultânî-yegâh için de sol bekar, r bekar, si bakıyye veya küçük mücenneb bemolü, do bakıyye diyezi lâhin içinde ilâve edilir.
bende ::: (f. i. c. : bendegân) : 1) kul, köle, bağlı, (bkz. : abd).
bende-i ferman ::: ferman kölesi, emir kulu.
bende-i halka-begûş ::: kulağı halkalı köle, esir mec. itaatli.
bende-hırîde ::: satın alınmış köle. 2) îs. intisâ-beden, taraftar.
bende-niz ::: [eski nezâket dilinde] : köleniz.
bende ::: bağlı, esir, köle, hizmetçi, kul.
Bende :::
- Kul, köle
Örnek: Aynı zamanda, bu has ve vefakâr bendesine mim koymuştu. Y. K. Karaosmanoğlu - Ben zamirinin bulunma durumu eki almış biçimi.
bende ::: kul , köle , esir , hizmetçi
bende ::: kul
bende ::: köle
bende ::: köle, kul
BENDE :::