Çağdaş Sözlük

perişan ~ پریٖشان

Kamus-ı Osmani - perişan ~ پریٖشان maddesi. Sayfa: 321 - Sira: 8

perişan - پریٖشان

[ف] طاغنيق ، قاريشيق ، طاغلمش ، قاريشمش : [كيسوی پريشان ، زلف پريشان ،كاكل پريشان ] = طاغنيق ،قاريشمش صاچ . [اوراق پريشان ] = طاغنيق ، قاريشيق كاغدلر ، یاپراقلق . [خواب پريشان ] = قاريشيق اویقو ، رؤیا ديمكدر . فارسيده (پییان) ده بو معنایه لغتدر :

"آشفته‌ لكم زلف پريشانك ايچوندر" (فضولی) "عقل مانعدر صفای عشقه مست شوق اولوب" "سن طاغتسه‌ݣ زلفی بن عقلی پريشان ايله‌سه‌م" (روحیٔ بغدادی) "رشك چيب اولمقده فكرم كلمدی تعبيره‌ليك" "وصفی اول كيسولرك خواب پريشانم كبی" (نديم) مغموم مكدر ، انتظامسز وبو زوق، یبقيق دوكوك معناسنی‌ده افاده ايدر : (حال پريشان) ، [پريشان حال ، پريشان روزكار ] = حالی بوزوق وغمناك اولان ديمكدر : "جدا دوشسه سوديكندن بر آدم" "پريشاندر آنك عقلی دمادم" (شرقی - قوميسر نوری) "معقولميدر بویله پريشان اوله حالم" "ممدوحم اوله سنجلين سرور عالم" (نفعی) "كتدی اول دملركه ايلردی پريشان خاطرم" "بريݣا‌ غم ، بريݣا قهر وعذاب روزكار" (نفعی) "حالنی بيلمز پريشانك پريشان اولمیان" (ولی الدين اوغلی) "سیه‌ بختز پريشانروز كارز خانه بردوشز" (لا) "بزم احوال پريشانمزه مرحمت ايت" (نابی) "پريشان اولديغم خلقی پريشان ايتديكمدندر" (فضولی)

Kamus-u Osmani perişan maddesi. osmanlıcada perişan ne demek, perişan anlamı manası, perişan osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte perişan hakkında bilgi. Arapça perişan ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada perişan anlamı

Kamus-i Osmani - پریٖشان perişan ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

perişan ~ پریٖشان güncel sözlüklerde anlamı:

PERişAN ::: f. Dağınık, karışık. * Bozuk, tertibsiz, düzensiz. * Kederli, hüzünlü, kaygılı.

perişan ::: (f. s.) : 1) dafiınık, karışık, dağınık sac. Gîsûy-i-perîşân : dağınık sac. Ka-kül-i perîşân, Zülf-i perişan : karışık, dağınık sac. Hâb-ı perîşân : karışık rü'yâ, sevgilisinin açık saçık yatması. 2) bozuk, düzensiz. 3) kederli, kaygılı.

perîşân-hâl ::: (f. a. b. s.) : hâli pe-rîşan olan, acınacak halde bulunan, gamlı, kasavetli.

perîşan ::: dağınık.

Perişan :::


  1. Dağınık, düzensiz, karmakarışık
    Örnek: Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için. C. Şehabettin

  2. Acınacak durumda olan, zavallı
    Örnek: Omuzlarındaki çamurlu tüfeklerin altında iki büklüm olmuş, yorgun ve perişan ağır ağır yürüyorlardı. Ö. Seyfettin

perişan ::: dağınıklık , karışıklık , dağınık , karışık , bozuk , tertibsiz , düzensiz , kederli , hüzünlü , kaygılı

perîşan ::: dağınık , kötü durumda

perîşan ::: ‬dağınık

perîşan ::: kötü durumda

perîşan ::: perişan

perişan ::: berbat, dağınık, harap, karmakarışık, pejmürde, perakende, zavallı

PERİŞAN :::

f. Dağınık, karışık. * Bozuk, tertibsiz, düzensiz. * Kederli, hüzünlü, kaygılı