Çağdaş Sözlük

pir ~ پير

Kamus-ı Osmani - pir ~ پير maddesi. Sayfa: 350 - Sira: 5

pir - پير

[ف] سالخورده ،یاشلی ، اختیار ، قوجه‌مش : [پير

روشنضمير ] ، [پيروبرنا) = اختیار وكنج ديمكدر . (پيرمغان) = ميخانه‌جی . طرق علیه‌دن هربرينك مؤسسی ، پيشوای اعظمی : (یاحضرت پير مولانا محمد جلال الدين رومی قدس سره) (پيران) = پيرلر ، عزيزلر ، ارنلر . موقع استعمالنه كوره اختیارلر ، یاشليلر معناسنی‌ده ايفاده ايدر : "مزارلغی دوشون براز دفين خاك اولانلرك" "ذكوری وار ، اناثی واريتيمی ، پيری . شابی وار" (صفا) "هپبو معنایی بيلير پير وحیوان" "یاصسی یاغرينلی ايدی فخر جهان" (خاقانی) "دركه پير میه ناصیه سا اول طورمه" "اولمق ايسترسه‌ݣ اكر همدم اهل عرفان" (وصفی) "مثنویده نه بیورمش باقݣز حضرت پير" (معلم ناجی) "بر صنعتك مؤسسی . موجودی . یاخود بر صنعت اربابنك ریٔسی ، اك مشهوری : مثلا دوه‌جيلرك پيری [حضرت اويس بن عامر القرفی . تابعيندندر -رضی الله عنه ] حقی معجز بیاندر پيرمز استادمز" (عونی) "یوسف مصری كبی ییر عزيز" "ايلدی شوق اودينی دللرده تیز" (عطایی)

"اولمایان پير وپيران كتب خانهٔ عشق" "نه بيلور عالم صورتده نه معنی كورينور" (روحی) مرحوم عونی بكك اسماعيل پاشا زاده حقی بك مرحومك علو قدر‌ ومنزلتنی تقديرا سویلديكی شو مصرا‌عده‌كی (پير) اختیار معناسنه دكلدر . بوراده لفظ مذكور ارباب شعر وانشانك ریٔسی ، اشهری ، پيشواسی معناسنده قوللانيلمشدر . [پيرانه ] = اختیارجه‌سنه ، یاشلی آدمه یاقيشه‌جق طرزده : (اطوار پيرانه ) (پيری) = اختیارلق ، یاشليلق : [جوانی وپيری ] ، [پيران ] = اختیارلر ، یاشلیلر ديمكدر . (پيرانه‌سر) = اختیارلق چاغنده ، یاشليلق هنكامنده : "اوشوب باشنه جمله نسوان شهر" "شاشیردی جوانان وپيران شهر" (عزت ملا) "صاچمك آقلغی سن پيری" "بكا كوسترمشيدی تدبيری" (قصيدهٔ برده -صفا) "پيرانه تكلف ايتمش الحق" "ويرمش هله كاردزده‌رونق" (شيخ غالب) "باشلادی ساز چالمغه پيرانه سر" [پيران دوربين سخجيده نظران]

بربرينه مروحه جنبان استنكاف اوله‌رق -شفيقنامه]

Kamus-u Osmani pir maddesi. osmanlıcada pir ne demek, pir anlamı manası, pir osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte pir hakkında bilgi. Arapça pir ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada pir anlamı

Kamus-i Osmani - پير pir ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

pir ~ پير güncel sözlüklerde anlamı:

PiR ::: f. Yaşlı, ihtiyar. * Reis. * Bir tarikatın kurucusu. * Herhangi bir meslek ve san'atın başlatıcısı, te'sis edicisi.(Kur'an-ı Hakim; enbiyaları, insanın cemaatlerine terakkiyat-ı mâneviye cihetinde birer pişdar ve imam gönderdiği gibi; yine insanların terakkiyat-ı maddiye suretinde dahi o enbiyanın herbirisinin eline bâzı hârikalar verip yine o insanlara birer ustabaşı ve üstad etmiştir. Onlara mutlak olarak ittibaa emrediyor. İşte enbiyaların mânevi kemâlatını bahsetmekle insanları onlardan istifadeye teşvik ettiği gibi, mu'cizatlarından bahis dahi; onların nazirelerine yetişmeye ve taklitlerini yapmaya bir teşviki işmam ediyor. Hattâ denilebilir ki: Mânevi kemalât gibi maddî kemâlâtı ve hârikaları dahi en evvel mu'cize eli nev'-i beşere hediye etmiştir. İşte Hazret-i Nuh'un (Aleyhisselâm) bir mu'cizesi olan sefine ve Hazret-i Yusuf'un (Aleyhisselâm) bir mucizesi olan saatı; en evvel beşere hediye eden, dest-i mu'cizedir. Bu hakikata lâtif bir işârettir ki: San'atkârların ekseri, herbir san'atta birer peygamberi pir ittihaz ediyor. Meselâ gemiciler Hazret-i Nuh'u (Aleyhisselâm), saatçılar Hazret-i Yusuf'u (Aleyhisselâm), terziler Hazret-i İdris'i (Aleyhisselâm) ... S.)

"); pîr ::: (f. s. c. : pîrân) : 1) yaşlı, ihtiyar, (bkz. : sâl-hûrde).

pîr-i fânî ::: pek yaşlı ve zayıf adam. 2) i. Bir tarikatın ilk kurucusu. Hazret-i pîr Mevlânâ. 3) her meslek ve sanatın kurucusu, öncüsü. Pirimiz üstadımız...

pîr-i mugan ::: meyhaneci. 4) zf. adamakıllı, iyice.

pîr ü bernâ ::: ihtiyar ve genç.

pîr ::: ihtiyar, öncü, şeyh.

PiR ::: Kimisi bezirgân, kimisi hoca,
Ecel şerbetini içmek de güç a
Kimi ak sakallı kimi pîr koca
Ne söylerler ne bir haber verirler.

(Yûnus Emre)

2. Mürşîd-i kâmil, tasavvuf yolunda rehber zât.

Pîr, Allahü teâlânın rızâsına kavuşturur. (Hâce Behâüddîn Buhârî)

Pîr, kâmil ve mükemmil ise (yetişmiş ve yetiştiren ise), sohbeti büyük nîmettir. Ve onun bakışı devâ (ilâç) ve sözleri (sohbeti) şifâdır. Ve sohbetsiz vüsul (kavuşmak) mümkün değildir. (Abdülhakîm Arvâsî)

Pîre bağlılıkta bozukluk olursa, yükselmek düşünülemez. (Hâce Muhammed Bâkî-billah)

Her işte pîrlerin mübârek rûhlarını vâsıta yaparak Allahü teâlâya yalvarmalı ve duâ etmelidir. (Süleymân bin Cezâ)

Bağlı olunan pîre, zâhiren (açıkça) ve bâtınen (gizli) îtirâz etmek feyz kapısını kapatır. (Hayderîzâde İbrâhim Fasîh Efendi)

Pîrini incitenden sen de incinmezsen, köpek senden daha iyidir. (İmâm-ı Rabbânî)

Pîrlik ve müridlik yalnız külâh giydirmekle ve babadan oğula kalmakla olmaz. Ehl-i sünnet ve cemâat yolunu bilmek, öğretmek ve göstermekle olur. (İmâm-ı Rabbânî)

pîr ::: reis , yaşlı , tarikat kurucusu

pir ::: yaşlı , ihtiyar , reis , bir tarikatın kurucusu , herhangi bir meslek ve san'atın başlatıcısı , te'sis edicisi

pîr ::: ‬yaşlı

pîr ::: tarikat kurucusu

pir ::: ihtiyar, koca

PİR :::

f. Yaşlı, ihtiyar. * Reis. * Bir tarikatın kurucusu. * Herhangi bir meslek ve san'atın başlatıcısı, te'sis edicisi.(Kur'an-ı Hakim; enbiyaları, insanın cemaatlerine terakkiyat-ı mâneviye cihetinde birer pişdar ve imam gönderdiği gibi; yine insanların terakkiyat-ı maddiye suretinde dahi o enbiyanın herbirisinin eline bâzı hârikalar verip yine o insanlara birer ustabaşı ve üstad etmiştir. Onlara mutlak olarak ittibaa emrediyor. İşte enbiyaların mânevi kemâlatını bahsetmekle insanları onlardan istifadeye teşv