tebliğ ~ تبليغ
Kamus-ı Osmani - tebliğ ~ تبليغ maddesi. Sayfa: 27 - Sira: 12
tebliğ - تبليغ
[ء] یتشديرمك ؛ ايريشديرمك ، ايريشديرلمك . اكثریا معنویاتده قوللانيلير. جمعی (تبليغات) = اكثریا رسما ويريلن امرلر معناسنی افاده ايدر . مع مافيه شخصیاتده دخی بيلديريلن شيلر حكمنده استعمال اولنور : (قرار اخيری كنديسنه تبليغ ايتدم ، قرار مذكورك تبليغی ، تيليغات رسمیه ) "شویله تبليغ حقیقت ايله یوردی كوشمه " "ای زواللی مرد غافل ايلهمه ريب وكمان"
Kamus-u Osmani tebliğ maddesi. osmanlıcada tebliğ ne demek, tebliğ anlamı manası, tebliğ osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte tebliğ hakkında bilgi. Arapça tebliğ ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada tebliğ anlamı
Kamus-i Osmani - تبليغ tebliğ ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
tebliğ ~ تبليغ güncel sözlüklerde anlamı:
TEBLiğ ::: Ulaştırmak. Götürmek. * Bildirmek. * Eriştirmek.
tebliğ ::: (a. bıılûğ'dan. c. : tebligat) : 1) yetiştirme, eriştirme, bitiştirme. 2) götürme; taşıma (bkz. : iblâğ). 3) sd. mübalağanın birincf derecesi, (bkz. : gulüvv, iğrâk).
tebliğ ::: ulaştırma, bildirme, ilâhî emirleri insanlara anlatma.
TEBLiğ ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Onlar (Peygamberler) Allahü teâlânın insanlara gönderdiklerini tebliğ ederler. O'ndan korkarlar. Allah'tan başka kimseden korkmazlar. (Ahzâb sûresi: 39)
Peygamberler aleyhimüsselâm hakkında bilmemiz vâcib olan sıfatlar yedidir: 1) Emânet (güvenilir olmak), 2)Sıdk (doğruluk), 3) Teblîğ, 4) Adâlet (âdil olmak), 5) İsmet (hiç günah işlememek), 6)Fetânet (diğer insanlardan daha akıllı olmak, 7)Emn-ül-azl (peygamberlikten azl olunmamak, atılmamak). (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem 632 (H.10) yılında vedâ haccı denilen son haccı yaptılar. Bu sırada vedâ hutbesini îrâd buyurdular. Hutbenin sonunda "Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?!." Eshâb-ı kirâm; "Allahü teâlânın dînini tebliğ ettin. Vazîfeni yerine getirdin. Bize vasiyyet ve nasîhatte bulundun, diye şehâdet ederiz" dediler. Bunun üzerine Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, mübârek şehâdet parmağını kaldırarak cemâat üzerine çevirip indirdiler ve; Şâhid ol yâ Rab! Şâhid ol yâ Rab! Şâhid ol yâ Rab!" buyurdular. (İbn-i Hişâm)
Tebliğ ::: Bildirmek haber vermek
Tebliğ :::
- Bildirme, haber verme
Örnek: Heyet reisi selamlarının size tebliğine beni memur ettiler. P. Safa - Bildiri
Örnek: İşte size tebliğde bahsettiğimiz saz şairi Âşık Mehmet, diye tıknaz adamı takdim etti. H. Taner
TEBLİĞ ::: Bildirme, duyurma, anlatma, yazılı bir emri, mahkeme yazısını ilgili şahsa teslim etme, imzasını alma. Çoğulu tebliğâtdır; duyurular, anlatmalar.
teblîğ ::: bildiri , yetiştirme
tebliğ ::: bildirme , ulaştırma
teblîğ ::: bildiri
teblîğ ::: yetiştirme
tebliğ ::: (a. bıılûğ'dan. c. : tebligat) 1) yetiştirme, eriştirme, bitiştirme. 2) götürme; taşıma (bkz. : iblâğ). 3) sd. mübalağanın birincf derecesi, (bkz. : gulüvv, iğrâk).
tebliğ ::: bildiri, çıkış, maruza
TEBLİĞ :::