Çağdaş Sözlük

hacz ~ حجر

Kamus-ı Osmani - hacz ~ حجر maddesi. Sayfa: 248 - Sira: 3

hacz - حجر

[ء] منع ايتمك ، ايكی نسنه‌نك آره‌سنی فصل ايله‌مك . اصطلاحات نظامیه‌دن اولوب مدعیٔ علیهك ویاخود كفيلك املاك واموالنی یاكاملا ویاقسما بيع وفراغدن منع ايتمك ديمكدر .

Kamus-u Osmani hacz maddesi. osmanlıcada hacz ne demek, hacz anlamı manası, hacz osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hacz hakkında bilgi. Arapça hacz ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hacz anlamı

Kamus-i Osmani - حجر hacz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

hacz ~ حجر güncel sözlüklerde anlamı:

HACZ ::: Men'etmek. Mâni olmak. * İki şeyin arasını ayırmak. * Alacaklı, borçludan alacağını alabilmesi için borçlunun malına el konulmak.

hacer ::: (a. i. c. : ahcâr) : 1) taş (bkz. : seng).

hacer-i esved, -es'ad ::: Kabe'nin duvarında bulunan meşhur kara taş.

hacer-i fil ::: yanmaz taş denilen bir mâden olup iplik gibi cüzü'leri birbirinden ayrılmak hassasını hâizdir.

hacer-i semaî ::: gökten düşen taş, gök taşı,.

hacer-i semaî ::: gökten düşen taş, gök taşu aerolit.

hacer şecer makulesi ::: ehemmiyetsiz, dermeçatma eşya.

hacer-ün-nûr ::: kükürt ile demirin birleşmesinden meydana gelen altın sarısı renginde bir cisim.. [hacer'in bir başka cemi olan "hicâre" kullanıl maz], 2) kadın adı.

hacr ::: (a. i.) : 1) birini, malını kullanmaktan menetme, birine bir şeyi yasak etme, (bkz. : hacz). 2) âguş, kucak, himaye, ["h" harfi, harekelerin üçünü de kabul eder].

hacz ::: (a. i.) : haciz, alacağa karşılık birinin malını veya parasını zaptetme muamelesi.

hacz ::: engelleme, el koyma, ayırma.

hacer ::: taş , kaya

hacz ::: haciz

hacer ::: ‬taş

hacz ::: ‬haciz

hacr ::: (a. i.) 1) birini, malını kullanmaktan menetme, birine bir şeyi yasak etme, (bkz. : hacz). 2) âguş, kucak, himaye, [

hacz ::: (a. i.) haciz, alacağa karşılık birinin malını veya parasını zaptetme muamelesi.

HACZ :::

Men'etmek. Mâni olmak. * İki şeyin arasını ayırmak. * Alacaklı, borçludan alacağını alabilmesi için borçlunun malına el konulmak

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: