Çağdaş Sözlük

halis ~ خالص

Kamus-ı Osmani - halis ~ خالص maddesi. Sayfa: 288 - Sira: 3

halis - خالص

[ء]پاك وصافی اولان ؛ قاريشيق اولایان شی : (قل خالص) = تمييز ، صفوتلی‌یورك . (خالص القلب) = پوركی تمييز ، غل وغشد‌ن جالی (زر خالص) = قاريشيق اولمایان ، صافی آلتون (نيت خالصه ) = غرض ، فساددن عاری نيت (خالصا) = خلوص وصفوتله ؛ صافی ، پاك اوله‌رق [خالصانه] = پاك ، صاف اولانه یاقيشه‌جق صورتده [خالصيت] = پاكلك ، صافيلك ؛ قاريشيقدن عاری اولمق . "صاف وبراق وضیا كستر ايدی" "یعنی خالص كوموشه بݣزر ايدی" (خاقانی)

Kamus-u Osmani halis maddesi. osmanlıcada halis ne demek, halis anlamı manası, halis osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte halis hakkında bilgi. Arapça halis ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada halis anlamı

Kamus-i Osmani - خالص halis ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

halis ~ خالص güncel sözlüklerde anlamı:

HaLiS ::: Hilesiz. Katıksız. Saf. Duru. Saffetli. * Pek beyaz. * Evvelce karışık iken kusuru zâil olan. * Her ameli, yalnız Allah rızası için işleyen. (Bak: İhlâs) (Müennesi: Hâlise'dir)

HALiS ::: Bahadır ve haris kimse.

HALiS ::: Karışmış, muhtelif. * Siyah ile beyazı karışmış saç. * Tel.

hâlis ::: (a. s.) : 1) hilesiz, katkısız. 2) i. erkek adı.

hâlisüd-dem ::: saf kan, arı kan. [müen. "hâlise" dir].

hâlis ::: saf, duru, katışıksız.

HaLiS ::: İbâdetin kabûl olması için niyyetin hâlis olması lâzımdır. (Ali bin Emrullah)

Bir kimse başkalarının görmesi için ibâdet eder veya başkasının görmesi de hoşuna giderse veya ibâdetinde başkasından bir karşılık beklerse, o kimse hâlis olmaz. (M.Hâdimî)

Allah sevgisini hâlis olarak tadanı; bu sevgi, dünyâyı istemekten alıkoyar ve bütün insanlardan uzaklaştırır. (Hazret-i Ebû Bekr)

Ey nefs! Hâlis ol ki kurtulasın! (Ma'rûf-i Kerhî)

HaLiS ::: İbâdetin kabûl olması için niyyetin hâlis olması lâzımdır. (Ali bin Emrullah)

Bir kimse başkalarının görmesi için ibâdet eder veya başkasının görmesi de hoşuna giderse veya ibâdetinde başkasından bir karşılık beklerse, o kimse hâlis olmaz. (M.Hâdimî)

Allah sevgisini hâlis olarak tadanı; bu sevgi, dünyâyı istemekten alıkoyar ve bütün insanlardan uzaklaştırır. (Hazret-i Ebû Bekr)

Ey nefs! Hâlis ol ki kurtulasın! (Ma'rûf-i Kerhî)

Halis :::


  1. Katışık olmayan, katışıksız, saf
    Örnek: İşte halis çay buna derler. S. F. Abasıyanık

hâlis ::: saf , duru , katışıksız , katıksız , hilesiz

halîs ::: karışmış , muhtelif , siyah ile beyazı karışmış saç , tel

hâlis ::: ‬katışıksız

hâlis ::: saf

hâlis ::: som

halis ::: arı, saf

HALÎS :::

Karışmış, muhtelif. * Siyah ile beyazı karışmış saç. * Tel

HALİS :::

Bahadır ve haris kimse

HÂLİS :::

Hilesiz. Katıksız. Saf. Duru. Saffetli. * Pek beyaz. * Evvelce karışık iken kusuru zâil olan. * Her ameli, yalnız Allah rızası için işleyen. (Bak: İhlâs) (Müennesi: Hâlise'dir