has ~ خس
Kamus-ı Osmani - has ~ خس maddesi. Sayfa: 297 - Sira: 2

has - خس
[ف] اوت پارچهسی ، چورچوب : [خس وخار ، خس وخاشاك] ، (خسپوش) = حيلهكار ، مرائی ، یالانجی آدم . "مسكن ای بلبل سݣا كه شاخ كلدركه قفس" "نيجه عاشقسين كه آهندن طوتشمز خاروخس" (فضولی) "مهیا ايدی سينهده خاروخس" "قودی برشراره اول آتش نفس" (عزت ملا)
Kamus-u Osmani has maddesi. osmanlıcada has ne demek, has anlamı manası, has osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte has hakkında bilgi. Arapça has ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada has anlamı
Kamus-i Osmani - خس has ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
has ~ خس güncel sözlüklerde anlamı:
hâr-zâr ::: (f. b. i.) : dikenlik, çalılık, (bkz. : hâr-istân).
"); has ::: (f. i.) : ot kırıntısı, çörçöp. Hâr ü has : çalı çırpı.
hâs ::: özel.
Has :::
- Özgü, öze, mahsus
- Katışıksız, en iyi cinsten, saf.
- Hükümdara özgü olan.
- İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse).
- Başmaklık.
- Yıllık geliri 100.000 akçeyi aşan dirlik.
- Osmanlı İmparatorluğu toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeden çok olan topraklardan alınan vergi.
hâs ::: özel , hususi , özgü , has , çöp
hâs ::: özgü
hâs ::: has
hâs ::: saf
hâs ::: özel
has ::: çöp
hâr-zâr ::: (f. b. i.) dikenlik, çalılık, (bkz. : hâr-istân).
has ::: (f. i.) ot kırıntısı, çörçöp. Hâr ü has : çalı çırpı.
hâs ::: (f. i.) 1) kırıntı, döküntü, süprüntü. (bkz. : hâşâk). 2) şiddet, kızgınlık.
Has ::: Sıkıştırmadan bir yerin içine alma; hareketten menetme; etrafını çevirme; vakfetme
Has ::: Sıkıştırmadan bir yerin içine alma; hareketten menetme; etrafını çevirme; vakfetme
has ::: mahsus, özgü, saf
has :::