dava ~ دعوی
Kamus-ı Osmani - dava ~ دعوی maddesi. Sayfa: 370 - Sira: 7

dava - دعوی
[ء]بر شی ايچون بویلهدر ویا اویله دكلدر ديمك ؛ بو شی بنمدر ، بونده حقم وارو یاخود آنك دكلدر . حقی یوقدر دیه محكمهیه حاكمه مراجعت ايتمككه اصطلاح فقهده بر شخصك شخص آخردن حقنی طلب ايتمهسنه اطلاق اولنور : "حسب حالمدر خصوصا لاف دعوی بر طرف" "كرچه صاحب لاف اولور ارباب طعك اكثری" (نفعی) اكثریا مؤنث اعتبار اولنور: (دعوای باطله ، دعوای كاذبه) . نظمده اسلوب فارسی اوزره (دعوی) طرزندهده قوللانيلير . (دعوی وكيلی) = خضور محاكمده اصحاب حقوقه وكالة مرافعه ومادافعهده بولنان آدم ، آووقات . (دعوالو) = بيلكجلك ادعاسنده بولنان آدم. "دعووایه دوشدی شمدی بزمله كواهمز" (لا) "ايدر وجودݣ ايله دعویٔ مباهاتی" "زمين سپهر برينه زمينه چرخ كبود" (سامی)
Kamus-u Osmani dava maddesi. osmanlıcada dava ne demek, dava anlamı manası, dava osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte dava hakkında bilgi. Arapça dava ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada dava anlamı
Kamus-i Osmani - دعوی dava ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
dava ~ دعوی güncel sözlüklerde anlamı:
da'vâ ::: (a. i. c. : deâvî) : 1) şikâyetçi olarak mahkemeye başvurma. 2) mesele. Ekmek dâvası. 3) bir mesele üzerinde husûsî bir fikir sahibi olma, iddia. 4) mat. teorem.
da'vâ-yi bi-ına'nâ ::: saçma iddia.
da'vâ.yi nübüvvet ::: peygamberlik iddiası.
dâva ::: savunulan düşünce, hak talebi, önemli mesele.
Dava :::
- Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma.
- İleri sürülerek savunulan düşünce, çözümlenmesi gerekli olan konu, sav
Örnek: Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir. H. C. Yalçın - Sorun
Örnek: O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz. Y. K. Beyatlı - Ülkü
- Sevgili.
- Yargılıklarca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar için, yasada gösterilen yöntemine göre açılan ve yapılacak yargılama sonucunda, yargıcın kararıyla yargıya bağlanan uyuşmazlıklara ilişkin istemler.
dâvâ ::: dava , teorem
davâ ::: dava
davâ ::: teorem
davâ ::: mesele
Dava ::: Bir kimsenin diğer kimseden hakim huzurunda hakkını istemesi.
dava ::: sevgili, sorun, ülkü
dava :::