Çağdaş Sözlük

saz ~ ساز

Kamus-ı Osmani - saz ~ ساز maddesi. Sayfa: 8 - Sira: 2

saz - ساز

[ف] "ساختن" مصدرندن امر حاضر اولوب وصف تركيبی صورتنده ویاپيجی دوزيجی ،ايديجی معنالرنده قوللانيلير : (چاره‌ساز) = چاره ايديجی ، یارديم ايديجی . (كرمساز ، لطفساز) = كرم ايديجی ،لطفله سوینديريجی . (نميمه ساز) = نفاق ، فساد ايديجی . (خاطر ساز) = كوكل یاپيجی . (ناساز) = اویغونسز ، مناسبتسز ، موافق اولمایان : (ناسازی) = ناسازلق : (ناسازی طالع) (ترنم ساز) = نغمه‌لرله آهنك ايديجی .

Kamus-u Osmani saz maddesi. osmanlıcada saz ne demek, saz anlamı manası, saz osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte saz hakkında bilgi. Arapça saz ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada saz anlamı

Kamus-i Osmani - ساز saz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

saz ~ ساز güncel sözlüklerde anlamı:

SAZ ::: f. (Sâhten: Yapmak mastarından emir köküdür) Eden, yapan, uyduran, düzen mânalarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Evham-saz $ : Evham veren.

SAZ ::: f. Kamış. * Bir çalgı âleti. * Takım, silâh, edevat. * Ustalık. * At takımı. * Düzen, tertip, sıra. * Öğrenme. * Kuvvet, kudret. * Menfaat. * Benzer, misil, eş. * Hile.

"); sâz ::: (f. i.) : 1) mür. çalgı. 2) silâh. 3) at takımı. 4) sıra, düzen. 5) kuvvet, kudret. 6) öğrenme. 7) ustalık. 8) hîle. 9) eş, benzer. 10) menfaat.

-sâz ::: (f. s.) : "yapan, uyduran, düzen" mânâlarına gelerek *birleşik kelimeler yapar. Çâre-saz : çâre bulan. Hâtır-sâz : hatır, gönül yapı-cı. Nâ-sâz : münasebetsiz, uygunsuz.

Saz :::


  1. Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince kamış, hasır otu, kiliz, kofa
    Örnek: Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi. H. E. Adıvar

  2. Bu kamıştan yapılmış.

  3. Her tür müzik aracı, çalgı.

  4. Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı.

  5. Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama
    Örnek: İnce ve yüksek bir sanat eseri olan saz da milliyetimizin bir hususiyetidir. A. Ş. Hisar

  6. Birden çok çalgının bulunduğu takım.

  7. Çalgılı eğlence yeri.

sâz ::: enstrüman , saz

saz ::: ‬enstrüman

saz ::: saz

sâz ::: (f. i.) 1) mür. çalgı. 2) silâh. 3) at takımı. 4) sıra, düzen. 5) kuvvet, kudret. 6) öğrenme. 7) ustalık. 8) hîle. 9) eş, benzer. 10) menfaat.

-sâz ::: (f. s.) yapan, uyduran, düzen

saz ::: bağlama, çalgı, kamış

SAZ :::

f. Kamış. * Bir çalgı âleti. * Takım, silâh, edevat. * Ustalık. * At takımı. * Düzen, tertip, sıra. * Öğrenme. * Kuvvet, kudret. * Menfaat. * Benzer, misil, eş. * Hile