Çağdaş Sözlük

taraf ~ طرف

Kamus-ı Osmani - taraf ~ طرف maddesi. Sayfa: 117 - Sira: 7

taraf - طرف

[ء] صاغ ، صول ، اوݣ ، آرد . اوست ، آلت جهتلردن هر بری ، یان : "طرف غربی ، طرف عالی ، طرف شرقی ، شمال طرفی " "بی طرف" = طرفسز ، كيمسه‌نك غيرتنی كودمه‌ین "طرفدار " = بر كيمسه‌یی یاخود بر فكری التزام ايدن ، (طرفداری) = طرفدارلق ، (طرفين) = ايكی طرف ، هرنه‌درلو اولورسه اولسون ايكی جهت ديمكدر . "ای طرفدار مقالات نویس (ونه‌ده) " "عجبا قاچ (ونه‌ده) صرف اولنور بر سنه‌ده" (معلم ناجی)

Kamus-u Osmani taraf maddesi. osmanlıcada taraf ne demek, taraf anlamı manası, taraf osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte taraf hakkında bilgi. Arapça taraf ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada taraf anlamı

Kamus-i Osmani - طرف taraf ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

taraf ~ طرف güncel sözlüklerde anlamı:

TARAF ::: Yan, yön. * Yer, memleket, ülke. Kıt'a. * Taraftarlık, sahip çıkmak, korumak. * Aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri.

taraf ::: (a. i. c. : etraf) : 1) yan, yön. 2) bölge, yer, memleket, ülke, kıt'a 3) [bir kimsenin] yanı. 4) tarafdarlık, sahip çıkma, koruma. 5) aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bî-taraf : tarafsız, hiç birtarafı tutmıyan.

tarf ::: (a. i.) : 1) bakış. 2) göz ucu.

taraf ::: yan, yön.

Taraf :::


  1. Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri
    Örnek: Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat... R. H. Karay

  2. Yön, yan, doğrultu
    Örnek: Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor. M. Ş. Esendal

  3. Yöre, yer
    Örnek: Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu. H. Taner

  4. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri.

  5. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi.

  6. Bir şeyin belli bölümü, kısmı.

  7. yan.

tarf ::: bakış , akış , göz , nazar

taraf ::: yön , ülke , yer , yan

taraf ::: ‬yön

taraf ::: ülke

taraf ::: muhatap iki kişiden her biri

taraf ::: yer

tarf ::: ‬akış

taraf ::: (a. i. c. : etraf) 1) yan, yön. 2) bölge, yer, memleket, ülke, kıt'a 3) [bir kimsenin] yanı. 4) tarafdarlık, sahip çıkma, koruma. 5) aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bî-taraf : tarafsız, hiç birtarafı tutmıyan.

tarf ::: (a. i.) 1) bakış. 2) göz ucu.

taraf ::: cephe, cihet, kanat, nazır, semt, veçhe, yaka, yan, yer, yön, yöre, yüz

TARAF :::

Yan, yön. * Yer, memleket, ülke. Kıt'a. * Taraftarlık, sahip çıkmak, korumak. * Aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri