kıyas ~ غياث
Kamus-ı Osmani - kıyas ~ غياث maddesi. Sayfa: 171 - Sira: 10
kıyas - غياث
[ء] مدد ، نصرت ، استمداد ايدنه یتيشوب یارديم ايتمك معناسنهدر . فاعل مقامنده وناصر معناسنده قوللانيلير : (یاغیاث المستغيثین) ، (غیاژ الدين).
Kamus-u Osmani kıyas maddesi. osmanlıcada kıyas ne demek, kıyas anlamı manası, kıyas osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kıyas hakkında bilgi. Arapça kıyas ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kıyas anlamı
Kamus-i Osmani - غياث kıyas ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
kıyas ~ غياث güncel sözlüklerde anlamı:
KIYAS ::: Benzetmek, karşılaştırmak, mukâyese. İki şeyi birbiri ile karşılaştırmak. Benzeterek hüküm ve muhâkeme etmek. * Man: Doğru kabul edilen iki hükümden bir üçüncü hükmü çıkarmak. * Fık: İki belli şeyden birinin mahsus olan hükmünü, yâni, bu hükmün mislini, aralarındaki müttehid illetten dolayı, diğerinde de ictihad ile izhâr etmektir.
Gıyâs ::: (a. i.) : yardım, (bkz. : gavs, muavenet, nusret).
gıyâs-üd-dîn ::: 1) dînin yayılmasına yardımı dokunan zat; 2) erkek adı. [eskidtn pâdişâhlar, büyük devlet ricali hakkında lâkap olarak kullanılırdı].
kıyâs ::: (a. i.) : 1) bir şeyi başka başka bir şeye benzeterek hüküm verme, bu yolda verilen hüküm, bir tutma. 2) karşılaştırma; * ör-nekseme. 3) umûm kaideye uyma. 4) mant. * tasım, Alâ gayr-il kıyas : kıyâsa ve kaideye uygun olmamak üzere.
kıyâs-ı celî ::: asıldaki illetin ferde vücûdu zahir ve zihne mütebâdir olan kıyas.
kıyâs-ı fâsid ::: mant. mantığa uymazlık, paralojizm, fr. paralogisme.
kıyâs-ı fukahâ ::: fık. hakkında açıkça âyet veya hadis bulunmıyan meselelere dâir, üzerine âyet ve hadis olan benzerlerine göre âlimler tarafından verilen hüküm.
kıySs-ı hafî ::: sebebi gizli olan ve zihne birden gelmiyen kıyas.
kıyâs-ı tnatvî ::: mant. * önertilerinden biri gizli veya söylenmemiş olan * tasım, entimem, fr. enthymeme.
kıyâs-ı mevsûl-ün-netâyic ::: mant. * öntasım, fr. prosyllogisme.
kıyâs-ı mukassim ::: mant. 'ikilem, fr. dilemma.
kıyâs-ı müdellel ::: mant. epikerem, fr. epicheree me.
kıyâs-ı mülhakk ::: mant. * astasım, fr. episyllo-gisme.
kıyâs-ı nefs ::: kendine benzeterek hükmetme. kıyâsa muhalefet : ed. (bkz. : galat-ı tahakkü-mî).
kıyâs ::: karşılaştırma.
KIYaS ::: Haşr sûresi ikinci âyet-i kerîmesinde meâlen; "Ey ilim sâhipleri! Îtibâr ediniz (yâni bilmediklerinizi bildiklerinize kıyâs ediniz)" buyurulmuştur. Îtibâr etmek, benzetmek demektir. Bu âyet-i kerîme, kıyâs ve ictihâdı emr etmektedir. (Beydâvî)
Kıyâsı, müctehîd (Kur'ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden mânâ çıkarabilen) âlimler yapar. Böyle olmayanlar kıyâs yapamaz. Hicrî dördüncü asırdan sonra kıyâs yapacak derin âlim kalmadı. (İbn-i Âbidîn, İmâm-ı Gazâlî, Yûsuf Nebhânî)
Kur'ân-ı kerîmden her ince bilgi elde edilir. Abdullah ibni Mes'ûd radıyallahü anh; "Onda, öncekilerin ve sonrakilerin bütün ilimleri vardır" buyurdu. Kur'ân-ı kerîmdeki bilgiler, hükümler sonsuzdur. Ancak bu bilgilerin bir kısmı kapalı ve örtülüdür. Ehli olanlar bunları ilim ve ihlâsı kadar anlayabilir. İşte, sünnet, icmâ' (müctehid denilen âlimlerin bir hususta sözbirliği etmeleri) ve kıyâs ile; Kur'ân-ı kerîmdeki kapalı bilgiler meydana çıkarılıyor. Kıyâmete kadar, bütün insanlara lâzım olacak hükümleri, dört mezheb imâmı anlamış ve kitaplarına yazmışlardır. (Seyyid Alizâde)
Kıyâs, bid'at (dinde sonradan ortaya çıkan bir yenilik) değildir. Çünkü kıyâs, nüsûsun yâni âyet-i kerîmelerin ve hadîs-i şerîflerin mânâlarını meydana çıkarmaktadır. Yoksa bu mânâlara başka şey eklememektedir. (Ahmed Fârûkî)
Dînî hükümlerin isbâtında; Kitâb(Kur'ân-ı kerîm), sünnet (Peygamber efendimizin sözleri, işleri ve görüp de mâni olmadıkları şeyler), icmâ-ı ümmet (müctehid denilen, derin âlimlerin bir mes'elenin hükmünde sözbirliği etmeleri) ve kıyâs mûteberdir (geçerlidir, kıymetlidir). (Ahmed Fârûkî)
Bir kişinin haber verdiği hadîs-i şerîfleri veya kıyâs ile anlaşılan bilgileri kabûl etmeyen, beğenmeyen kâfir olmaz ise de, bid'ât ehli yâni doğru yoldan sapmış olur. (İbn-i Âbidîn)
Kıyas :::
- Bir tutma, denk sayma.
- Karşılaştırma, oranlama, mukayese.
- Örnekseme.
- Tasım.
- 1. Tutma, denk sayma. 2. Karşılaştırma, oranlama.
gıyâs ::: yardım
kıyâs ::: karşılaştırma , mukayese
kıyas ::: karşılaştırma
kıyas ::: mukayese
Kıyâs ::: Karşılaştırma; oranlama; örnekseme
Kıyâs ::: Karşılaştırma; oranlama; örnekseme
kıyas ::: karşılaştırma, mukayese
kıyas :::
KIYAS :::