fesad ~ فصاد
Kamus-ı Osmani - fesad ~ فصاد maddesi. Sayfa: 197 - Sira: 2
fesad - فصاد
[ء] قان آلمق ، طاماردن قان چيقارمق .
Kamus-u Osmani fesad maddesi. osmanlıcada fesad ne demek, fesad anlamı manası, fesad osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte fesad hakkında bilgi. Arapça fesad ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada fesad anlamı
Kamus-i Osmani - فصاد fesad ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
fesad ~ فصاد güncel sözlüklerde anlamı:
FESAD ::: Bozuk ve fenalık. Karışıklık. Haddi tecavüz edip zulmetmek. (Zıddı: Salâh'tır.)( $ Evet fıskla bozulan bir adam, bataklığa düşüp çıkamayan bir şahıs gibi çokların da o bataklığa düşmelerini istiyor ki, maruz kaldığı o dehşetli hâlet, bir parça hafif olsun. Çünkü musibet umumi olursa, hafif olur. Ve keza, bir şahsın kalbinde bir ihtilal, bir fenalık hissi uyanırsa; yüksek hissiyatı, kemalâtı sukut etmeye başlar; kalbinde tahribata, fenalığa bir meyil, bir zevk peyda olur. Yavaş yavaş o meyil kalbinde büyür; so a o şahıs; bütün lezzetini, zevkini tahribatta, fenalıkta bulur. İşte o vakit, o şahıs, tam mânasiyle arzda yırtıcı bir hayvan, ihtilali çıkarıp büyüten bir belâ, fesadı durmayıp karıştıran bir âfet kesilir. İ.İ.)
fassâd ::: (a. i. fasd'dan.) : kan alıcı, kan alan, hacamatçı : cerrah.
fesâd ::: (a. i. c. : fesâdât) : 1) bozukluk.
fesâd-ı ahlâk ::: ahlâk bozukluğu.
fesâd-ı mi'de ::: mîde bozukluğu. 2) fenalık, kötülük; arabozanlık, anlaşmazlık. Erbâb-ı fesâd : eşkıya.
fesâd-ı dimâğ ::: delilik.
fesâd-ı te'lîf ::: ed. bir cümlede tertibin, mânâ çıkmıyacak derecede karışık ve bozuk olması. 3) s. fitne; alıngan. 4) çürüme, bozulma, çürüklük.
fısâd ::: (a. i.) : kan alma, damardan kan çıkarma, (bkz. : fasd).
fesâd ::: fesat, bozukluk, karışıklık.
FESaD ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:
Allah'a ve Peygamberine karşı harp edenlerin ve yeryüzünde fesâd çıkarmaya çalışanların cezâsı ancak öldürülmeleri veyâ asılmaları yâhut elleriyle ayaklarının çapraz kesilmesi veya o yerden sürgün edilmeleridir. Bu cezâ onlara dünyâda bir kepâzeliktir. Âhirette ise kendilerine büyük bir azâb vardır. (Mâide sûresi: 33)
Fitnenin, fesâdın çoğaldığı bir zamanda ibâdet etmek, hicret ederek benim yanıma gelmek gibidir. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)
Ümmetim arasına fesâd yayıldığı zaman, sünnetime yapışan için yüz şehîd sevâbı vardır. (Hadîs-i şerîf-Hadîka)
İnsanlığın ufuklarını saran fesâd karanlığı, hep şirkin, îmânsızlığın ve sevişmezliğin bir netîcesidir. (Abdülhakîm Arvâsî)
Fitne, fesâd zamânında İslâmiyet'e uymak, kâfirlerle harb etmek gibidir. (A. Nablüsî)
Fesâdların başı İslâmiyete uymamaktır. (İmâm-ı Rabbânî)
Halkın işi gücü fesâd olunca, şerliler (kötüler) başlarına geçer. (A'meş)
FESaD ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:
Allah'a ve Peygamberine karşı harp edenlerin ve yeryüzünde fesâd çıkarmaya çalışanların cezâsı ancak öldürülmeleri veyâ asılmaları yâhut elleriyle ayaklarının çapraz kesilmesi veya o yerden sürgün edilmeleridir. Bu cezâ onlara dünyâda bir kepâzeliktir. Âhirette ise kendilerine büyük bir azâb vardır. (Mâide sûresi: 33)
Fitnenin, fesâdın çoğaldığı bir zamanda ibâdet etmek, hicret ederek benim yanıma gelmek gibidir. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)
Ümmetim arasına fesâd yayıldığı zaman, sünnetime yapışan için yüz şehîd sevâbı vardır. (Hadîs-i şerîf-Hadîka)
İnsanlığın ufuklarını saran fesâd karanlığı, hep şirkin, îmânsızlığın ve sevişmezliğin bir netîcesidir. (Abdülhakîm Arvâsî)
Fitne, fesâd zamânında İslâmiyet'e uymak, kâfirlerle harb etmek gibidir. (A. Nablüsî)
Fesâdların başı İslâmiyete uymamaktır. (İmâm-ı Rabbânî)
Halkın işi gücü fesâd olunca, şerliler (kötüler) başlarına geçer. (A'meş)
fesâd ::: bozukluk , karışıklık , fesat , kötülük
fassâd ::: hacamat yapan
fassâd ::: hacamat yapan
fesâd ::: fesat
fesâd ::: bozukluk
fesâd ::: kötülük
fassâd ::: (a. i. fasd'dan.) kan alıcı, kan alan, hacamatçı : cerrah.
fısâd ::: (a. i.) kan alma, damardan kan çıkarma, (bkz. : fasd).
Fesâd ::: Karıştırıcı; arabozucu; karışıklık; bozukluk; dolan
Fesâd ::: Karıştırıcı; arabozucu; karışıklık; bozukluk; dolan
fesâd :::
FESAD :::