kenar ~ كنار
Kamus-ı Osmani - kenar ~ كنار maddesi. Sayfa: 258 - Sira: 6

kenar - كنار
[ف] نهایت ، صون ، اوچ : (كنار كوه ، كنار باغ) قيیی ، ساحل : (كنار آب ، دریانك كناری ، كنار كتاب ، مكتوبك كناری) ، (دركنار) = محررات رسمیهنك كنارينه یازيلان شی . (كناركين) =قوچی وسائره چنبری آغوش ، قوجاق : (زيب كنار) .
Kamus-u Osmani kenar maddesi. osmanlıcada kenar ne demek, kenar anlamı manası, kenar osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kenar hakkında bilgi. Arapça kenar ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kenar anlamı
Kamus-i Osmani - كنار kenar ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
kenar ~ كنار güncel sözlüklerde anlamı:
KENAR ::: f. Çevre, kıyı, Sâhil, deniz kıyısı. * Köşe, uç. * Son, nihâyet. * Çember. * Etrâfı çevrilen şey. * Kucaklama. Kucağa alma.
kenar ::: (f. i.) : 1) kıyı, çevre. 2) deniz kıyısı, (bkz. : sahil). 3) uc, köşe.
kenâr-ı âsmân ::: ufuk. 4) nihayet, son. 5) kucaklama, kucağa alma. 6) etraf pervazı, çerçeve. 7) çenber.
Kenar :::
- Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka
Örnek: O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi. O. V. Kanık - Bir şeyi çevreleyen çizgi.
- Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri.
- Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer
- Yan.
- Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri.
- 1. Bir geometrik şeklin iki düzlemsel yüzünün arakesiti olan doğru veya doğru parçası. 2. Bir çizgede, iki köşeyi birleştiren bir eleman. bk. yönlükenar, yönsüzkenar.
- Film kuşağının iki yanı.
kenâr ::: kıyı
kenâr ::: kıyı
kenâr ::: kenar
kenâr ::: yan
kenar ::: ağız, bucak, ibik, kıyı, taşra, yaka, yan
KENAR :::