Çağdaş Sözlük

malik ~ مالك

Kamus-ı Osmani - malik ~ مالك maddesi. Sayfa: 310 - Sira: 4

malik - مالك

[ء] ملك صاحبی ، بر شیئه صاحب ومتصرف اولان ديمكدر : (فلانك مالك اولديغی ثروت عظيمه ، مالك اقطار وممالك) مؤنثی (مالكه) در: (مالكهٔ دریا ، مالكهٔ حسن وآن) ، (استانبول بلده‌سی اوروپانك كنار ساحلنده آسیانه قارشی قورلمش بر مالكهٔ دریا‌ دركه مانندی زير افلا‌كده مرئی اولماز - شناسی) .

Kamus-u Osmani malik maddesi. osmanlıcada malik ne demek, malik anlamı manası, malik osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte malik hakkında bilgi. Arapça malik ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada malik anlamı

Kamus-i Osmani - مالك malik ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

malik ~ مالك güncel sözlüklerde anlamı:

MALiK ::: Sâhib. Malı elinde bulunduran. Bir şeyin mülkiyetini elinde tutan. * Her şeyin sâhibi olan Allah. * Cehennem zebânilerine hâkim ve onları idare eden meleğin adı.

Mâlik ::: (a. h. i.) : Yedi Cehennemin hâkimi ve kapıcısı olan melek, zebanileri idare eden melek, (bkz. : Rıdvan).

mâlik ::: (a. i. mülk'den. c. - : müllek) : 1) sahip, bir şeye sahip, bir şeyi olan. 2) erkek adı. [müen. "mâlike"]

mâlik-ül-mülk ::: Allah.

mâlik ::: mülkün sahibi.

MaLiK ::: İsmini duyduğunuz kimselerden, yeryüzüne dört kişi mâlik oldu. İkisi mü'min ikisi de kâfir idi. Mü'min olan iki kişi, Zülkarneyn ile Süleymân (aleyhimesselâm) idi. Kâfir olan ikisi de Nemrûd ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak yeryüzüne benim evlâdımdan biri, yâni Mehdî de, mâlik olacaktır. (Hadîs-i şerîf-Alâmet-ül-Mehdî)

Her müslüman, mâlik olduğu zekât malının miktârını, her zaman düşünmeli, nisâb miktârı olduğu günü, bir yere yazmalıdır. (Senâullah Dehlevî)

Yüzlerce dile mâlik olsa da vücûdum,
Lütfunun şükrünü nasıl yapabilirim.

(İmâm-ı Rabbânî)

2. Cehennem meleklerinin en büyüğü, âmiri, bekçisi.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Muhakkak ki kâfirler, Cehennem azâbında devamlı kalacaklardır. Kendilerinden o azâb hafifletilmez. Onlar bunun için (kurtulmaktan) ümidi kesmişlerdir. Biz onlara zulüm etmedik, fakat kendileri zâlim idiler. (Mâlike şöyle) çağrışıyorlar: Ey Mâlik! (İste de) Rabbin bizi öldürsün, (azâbdan kurtulalım.) Mâlik de; "Siz (azâb içinde) kalacaksınız" der. (Zuhrûf sûresi: 74-77)

Cehennem'e atılan kâfirler, orada ayakları boyunlarına bağlı, günâhtan yüzleri kararmış bir hâlde; feryâd ve figân ederler ve; "Ey Mâlik cezâmızı bulduk. Bu ateşten bukağılar (ayak bağları) bize ağır geldi ve derilerimiz eriyip aktı. Ne olur bizi buradan çıkarın. Biz bir daha isyân etmeyiz" derler. Mâlik de; "Kurtuluş ümidleri geçti. Siz buradan daha çıkamazsınız. Sesinizi kesin ve konuşmayın. Çünkü siz, buradan çıkarılsanız da yine eski hâlinize, küfür ve isyânınıza döneceksiniz" der. (İmâm-ı Gazâlî)

Malik :::


  1. Sahip, iye
    Örnek: Yersiz yurtsuz bir aile görünce sekiz kat apartmanlara malik iratçıyı hatırlayınız. H. R. Gürpınar

  2. iye. ~ sıfatiyle zi’l-yedlik : öz elmenlik, iye gibi elmenlik, iyece elmenlik (Eigenbesitz).

mâlik ::: sahip , sahib

mâlik ::: ‬sahip

Malik ::: Mülkiyet hakkı sahibi; bir şeye sahip olan kişi.

Mâlik ::: (a. h. i.) Yedi Cehennemin hâkimi ve kapıcısı olan melek, zebanileri idare eden melek, (bkz. : Rıdvan).

mâlik ::: (a. i. mülk'den. c. - : müllek) 1) sahip, bir şeye sahip, bir şeyi olan. 2) erkek adı. [müen.

Malik ::: Mülkiyet hakkı sahibi; bir şeye sahip olan kişi.

malik ::: sahip

malik :::

Mülkiyet hakkı sahibi; bir şeye sahip olan kişi

MALİK :::

Sâhib. Malı elinde bulunduran. Bir şeyin mülkiyetini elinde tutan. * Her şeyin sâhibi olan Allah. * Cehennem zebânilerine hâkim ve onları idare eden meleğin adı