Çağdaş Sözlük

meydan ~ ميدان

Kamus-ı Osmani - meydan ~ ميدان maddesi. Sayfa: 398 - Sira: 4

meydan - ميدان

[ء] كنيش ، آچيق یر ، آچيقلق محل : (آت ميدانی ، اوق ميدانی ، مىيدان حرب ،ميدان انتشار) ، (ميدان ايسته‌مك) = اذن ومساعده ومهل ديله‌مك (ميدانه چيقمق) = ظاهر وآشكار اولمق (ميدانه چيقارمق) = اظهار و اخراج ايتمك (ميدانه قومق) = كوسترمك وانبات ايتمك (ميدانه كتيرمك) = بیوتوب یتشديرمك (ميدانده) = آشكاره ، بللی . "آب هیوان طولو ديزكين كيردی آت ميداننه" (تاريخ - لا ادری)

Kamus-u Osmani meydan maddesi. osmanlıcada meydan ne demek, meydan anlamı manası, meydan osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte meydan hakkında bilgi. Arapça meydan ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada meydan anlamı

Kamus-i Osmani - ميدان meydan ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

meydan ~ ميدان güncel sözlüklerde anlamı:

MEYDAN ::: Arsa. * Geniş yer. * Etrafı çevrilmiş, üstü açık geniş yer.

meydân ::: (a. i. c. : meyâdîn) : 1) geniş, açık, düz yer, alan. 2) yarışma yeyâ karşılaşma yeri. At meydanı : hipodrom; [istanbul'da, Sultan Ahmed camif önündeki meydan] . Et meydanı : İstanbul'da, Aksaray'da, Horhor'da bulunan ve Yeniçerilerin tâlim yeri olan ve et de dağıtılan meydanın adı.

meydân-ı hamiyet ::: hamiyet meydanı.

meydân-i harb ::: savaş alanı. 3) ortaklık. 4) âyin yeri [Bektaşi tekkelerinde] . 5) fırsat, imkân.

meydân-ı mahşer ::: mahşer meydanı.

meydân ::: saha, alan.

meydân ::: alan

meydân ::: ‬alan

meydan ::: alan, ortalık, saha

MEYDAN :::

Arsa. * Geniş yer. * Etrafı çevrilmiş, üstü açık geniş yer