Çağdaş Sözlük

mükellef ~ مكلف

Kamus-ı Osmani - mükellef ~ مكلف maddesi. Sayfa: 527 - Sira: 15

mükellef - مكلف

[ء] تكليف اولنمش ، بر شیئك اجراسی كنديسندن مطلوب یعنی شرعا وقانونا كنديسنه امر واقع اولان ، عهده‌سنه مادی ومعنوی توديع قيلنان وظيفه‌یی ايفایه مجبور بولنان كيمسه كلفت ايله ، تكلفله تزينن ايدلمش ، ترتيب قيلنمش ، طنطنه‌لی ، سوسلی ، كوسترشلی : (مكلف بر قصر ، مكلف بر ضیافت) .

Kamus-u Osmani mükellef maddesi. osmanlıcada mükellef ne demek, mükellef anlamı manası, mükellef osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte mükellef hakkında bilgi. Arapça mükellef ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada mükellef anlamı

Kamus-i Osmani - مكلف mükellef ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

mükellef ~ مكلف güncel sözlüklerde anlamı:

MüKELLEF ::: Bir şeyi yapmağa mecbur olan. Vazifeli. Muvazzaf. * Bir şeyi ödemeğe mecbur olan. * Mükemmel hazırlanmış, külfetle süslenmiş olan. (Bak: Teklif)

mükellef ::: (a. s. külfet'den. c. : mükellefin) : 1) bir şeyi yapmıya, bir şeyi ödemeye mecbur olan. 2) külfetle süslenmiş, mükemmel şekilde hazırlanmış olan.

mükellef ::: yükümlü, yüklenmiş, aşırı süslü.

MüKELLEF ::: Mükellef olan erkek ve kadının birinci vazîfesi; Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid (îmân ve îtikâd) bilgilerini öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır. (İmâm-ı Rabbânî)

Mükellef olan kadın, erkek her müslümanın Allahü teâlânın sıfat-ı zâtiyyesini (zâtına âit sıfatlarını ki, bunlar; Vücûd, Kıdem, Bekâ, Vahdâniyyet, Muhâlefet-ün-lil-havâdîs ve Kıyâm bi-nefsihî'dir) ve sıfât-ı sübûtiyyesini (Hayât, İlim, Semî', Basar, İrâde, Kudret Kelâm, Tekvin) doğru bilmesi ve inanması lâzımdır. Herkese ilk farz olan şey budur. Bilmemek özür olmaz. Bilmemek günâhtır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

Hanefî mezhebinin âlimleri dediler ki: Mükellef olan her müslümanın, her gün beş vakit namaz kılması farzdır. Farz olduğu, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiştir. (İbn-i Âbidîn)

Mükellef olanların, ölümü çok hatırlaması sünnettir. Çünkü, ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya ve günahlardan sakınmağa sebeb olur. Haram işlemeğe cesâreti azaltır. Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çok hatırlayınız!" (Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî)

Mükellef :::


  1. Yükümlü.

  2. Eksiksiz, özenli bir biçimde yapılmış
    Örnek: Aralanan kapıdan girdim, mükellef fakat loş antrede Mapa kraliçesi ayakta duruyor. R. H. Karay

  3. Vergi vermekle yükümlü olan kimse veya kuruluş.

  4. bk. vergi yükümlüsü

mükellef ::: yükümlü

Mükellef ::: Yükümlü; ödevli; görevli

mükellef ::: (a. s. külfet'den. c. : mükellefin) 1) bir şeyi yapmıya, bir şeyi ödemeye mecbur olan. 2) külfetle süslenmiş, mükemmel şekilde hazırlanmış olan.

Mükellef ::: Yükümlü; ödevli; görevli

mükellef ::: yükümlü

mükellef :::

yükümlü; ödevli; görevli

MÜKELLEF :::

Bir şeyi yapmağa mecbur olan. Vazifeli. Muvazzaf. * Bir şeyi ödemeğe mecbur olan. * Mükemmel hazırlanmış, külfetle süslenmiş olan. (Bak: Teklif