naib ~ نائب
Kamus-ı Osmani - naib ~ نائب maddesi. Sayfa: 572 - Sira: 4
![](/rsm/osmani4/55/572-4.jpg)
![](/rsm/osmani4/55/572-5.jpg)
naib - نائب
[ء] وكيل ، قائممقام : (نائب حكومت ، نائب مناپ) محاكم شرعیهده طرف سلطانيدن
حكمه مأذون اولان ، قاضی وكيلی : (باب نائبی ، سلوری نائبی) ، (آیاق نائبی) = یكيچری زماننده استانبول قاضيسی طرفندن مأمورا چارشو وپازارلری طولاشوب شرع وقانون خلافنده احوال ومعاملاتی منع ايدن نائبلر اطلاق اولنوردی . جمعی (نواب)
Kamus-u Osmani naib maddesi. osmanlıcada naib ne demek, naib anlamı manası, naib osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte naib hakkında bilgi. Arapça naib ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada naib anlamı
Kamus-i Osmani - نائب naib ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
naib ~ نائب güncel sözlüklerde anlamı:
NAiB ::: Karga gibi çirkin sesli kuşların ötüşü.
nâib ::: (a. s. ve i. nevb'den. c. : nüvab) : 1) vekil, birinin yerine geçen. 2) kadı vekîli. 3) kadı, şerîat hükümlerine göre hüküm veren hâkim. 4) nöbet beki iyen, nöbetle gelen.
nâib-i fail ::: gr. meçhul (*edilgen) fiil mevzuu olan kelime. Meselâ : kuddise sirruhu'da, kuddise : meçhul fiil, sirruhu : nâib-i fail. [arapçada nâib-i fâil'in harekesi merfû (mazmum) olur]
nâibât ::: (a. i. nâibe'nin c.) : (bkz : mesâib).
nâib ::: vekil.
NaiB ::: Allahü teâlâ bir hac ibâdeti ile üç kişiyi Cennet'e koyar: 1) Haccı vasiyet edeni, 2)Vasiyeti infâz edeni (yerine getireni), 3)Nâib olarak hacca gideni. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî
Nâib olarak hacca giden masraftan fazla bir şey alamaz. Nâiblik ticârî maksatla olmaz. Nâib olarak hacca gideceklere yakışan esas maksat; Beyt-i muazzamayı (Kâbe'yi) ziyâret ve dolayısıyla öteki kişiyi borçtan kurtarmak için ona yardımcı olmaktır. (İbn-i Hümâm)
Hacda nâibliğin şartlarından biri de, nâibin, hacca gidip gelmekten âciz olanın parasıyla haccetmesidir. (M. Zihni Efendi)
Nâib, hacda isrâf ve cimrilik etmemek şartıyla yerine hac yaptığı kimsenin parasını sarf eder ve hac dönüşü de artan parayı kendisine veya vârisine iâde eder (verir). (M. Zihni Efendi)
2. Kâdı vekîli.
Osmanlı Devleti'nde Mevâlî adı verilen büyük kâdılar (hâkimler), bâzan hizmetlerinin bütününü, bâzan da bir kısmını, yerine getirmek için yerlerine kâdı evsafını (şartlarını) taşıyan ehliyet (bilgi ve tecrübe) sâhibi birini tâyin ederlerdi. Bu sebeble bulundukları beldelerin kazâlarına nâibler gönderirlerdi. Nâibler vazîfelerine göre; Arpalık nâibi, Ayak nâibi, Bâb nâibi, Kazâ nâibi, Mevâlî nâibi gibi kısımlara ayrılmışlardır. (İslâm Târihi Ansiklopedisi)
nâib ::: vekil , birinin yerine geçen
nâib ::: vekil
nâib ::: kadı
nâib ::: yargıç
NAİB :::