hasm ~ حسم
Kamus-ı Osmani - hasm ~ حسم maddesi. Sayfa: 254 - Sira: 1

hasm - حسم
[ء]كسمك ، كسلمك . حكم قطعی ايله فصل ايتمك ، حل ايدوب بتيرمك معناسنده قوللانيلير : (حسم دعوی ، حسم مسئله ، منازعهنك حسمی) ، (حسما) = حكم قطعی ايله فصل ايدوب بتيرمك صورتيله ديمكدر .
Kamus-u Osmani hasm maddesi. osmanlıcada hasm ne demek, hasm anlamı manası, hasm osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hasm hakkında bilgi. Arapça hasm ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hasm anlamı
Kamus-i Osmani - حسم hasm ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
hasm ~ حسم güncel sözlüklerde anlamı:
HASM ::: Kesip atma, kesme, kat'etme. * Kat'i olarak bir mes'eleyi hâlledip neticeye varma.
HASM ::: (Hasım) Muhâlif. Karşı taraf. Düşman.(Eğer hasmını mağlub etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder, zâhiren mağlub bile olsa, kalben kin bağlar, adaveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen nedâmet eder, sana dost olur. M.)
HASM ::: Atâ etmek, hediye vermek. * Ovmak.
hasm ::: (a. i.) : kesme, kesip atma, kesîn olarak hal ve fasletme.
hasm-ı da'vâ ::: dâvanın halli.
hasm ::: (a. i. ve s. c. : husûm) : 1) düşman, (bkz. : adû). 2) muhalif, karşı taraf.
hasm-i ca'lî ::: huk. [eskiden], hakikatte hasım olmadığı halde, hasım imiş gibi hâkim huzurunda husûmeti kabul eden kimse.
hasm-ı ekber ::: en büyük düşman, şeytan.
hasm-ı bîser ü pâ ::: sefîl düşman.
hasm-i mütevârî ::: huk. [eskiden] mahkemeye gelmekten ve vekil göndermekten çekinen ve korkan kimse.
hasm ::: düşman, muhalif.
hasm ::: düşman , hasım
hasm ::: düşman
hasm ::: hasım
HASM :::