Çağdaş Sözlük

hasen ~ حسن

Kamus-ı Osmani - hasen ~ حسن maddesi. Sayfa: 254 - Sira: 2

hasen - حسن

[ء]خسنلو ، كوزل : (طبع حسن ، قول حسن ، فكر حسن ، طورحسن ، وضع حسن ، فعل حسن ، افعال حسنه ، احوال حسنه ، صورت حسنه ، نيت حسنه)، (حسن الوجه ) = كوزل یوزلو . "سبز قبا غنچهٔ سیادت حسن" (نظيم) "حلیهٔ پاكمی كيم كورسه بنم" "اوله كورمش كبی وجه حسنم" (خاقانی)

Kamus-u Osmani hasen maddesi. osmanlıcada hasen ne demek, hasen anlamı manası, hasen osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hasen hakkında bilgi. Arapça hasen ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hasen anlamı

Kamus-i Osmani - حسن hasen ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

hasen ~ حسن güncel sözlüklerde anlamı:

HASEN ::: Güzel. Hüsünlü. Güzellik. * Güzel olmak.

hasen ::: (a. s.) : hüsünlü, güzel. Vech-i hasen : güze! yüz. A'mâl-i hasene : güzel işler. [müen. "hasene" dir]. [Osmanlıcada erkek adı olarak "hasan" şeklinde kullanılır].

hasen-ül-hulk ::: huyu güzel.

hasen-ül-vech ::: güzel yüzlü.

hasen-üs-savt ::: güzel sesli.

hüsn ::: (a. s.) : 1) güzel, iyi. 2) i. güzellik, iyilik.

hüsn-i âdâb ::: güzel terbiye, görgü.

hüsn-i ahlâk ::: ahlâk güzelliği.

hüsn-i âkibet ::: netîce güzelliği.

hüsn-i beyân ::: ed. iyi, güzel anlatış.

hüsn-i endim ::: endam, vücut güzelliği.

hüsn-i hâl ::: davranış güzelliği.

hüsn-i hareket ::: iyi muamelede bulunma.

hüsn-i hatt ::: yazı güzelliği.

hüsn-i hisâl ::: huyların iyiliği.

hüsn-i hitâm ::: iyi sona erme.

hüsn-i hizmet ::: iyi iş görme.

hüsn-i ibtidâ' ::: ed. (bkz. : berâat-i istihlâl).

hüsn-i idare ::: iyi idare, iyi kullanma.

hüsn-i imtizaç ::: iyi geçinme.

hüsn-i isti'mâl ::: iyi kullanma.

hüsn-i i'tibâr ::: çok itibâr gösterme, iltifat etme.

hüsn-i kabul ::: iyi bir surette kabul etme, iyi yüz gösterme.

hüsn-i makta' ::: ed. bir gazelin makta' beytinden evvelki beyit.

hüsn-i ma'nevî ::: iç güzelliği.

hüsn-i matla' ::: ed. bir gazelin ikinci beyti.

hüsn-i meyelân ::: muhabbet iyiliği.

hüsn-i muamele ::: iyi muamele.

hüsn-i nazar ::: teveccüh, iltifat.

hüsn-i niyyet ::: iyi niyet.

hüsn-i suret ::: iyi bir surette.

hüsn-i sûrî ::: görünüşteki güzellik.

hüsn-i şöhret ::: iyi şöhret.

hüsn-i tabiat ::: zevk güzelliği.

hüsn-i ta'bîr ::: söyleyişin güzelliği, güzel ifâde.

hüsn-i tahallus, hüsn-i ta'lfl ::: ed. bir şeyin meydana gelmesine hayalî ve güzel bir sebep gösterme.

hüsn-i tedbîr ::: iyi, yerinde, yolunda tedbir.

hüsn-i telâkki ::: iyi kabul.

hüsn-i teveccüh ::: sevgi ile karışık beğenme.

hüsn-i zann ::: iyi fikir besleme.

hüsn ü ân ::: 1) güzellik; 2) müz. Türk müziğinin en az iki buçuk üç asırlık bir mürekkep makamı olup, numunesi kalmamıştır.

hüsn ü aşk ::: 1) güzellik ve sevgi; 2) Şeyh Galib'in meşhur manzum hikâyesi.

hüsn ü kubh ::: 1) güzellik ve çirkinlik; 2) Hanefî fıkhının en mühim bahislerinden biri.

hüsn ü letafet ::: güzellik ve hoşluk.

hasen ::: güzel, güzellik.

hüsün ::: güzellik

hasen ::: güzel , güzellik

hüsn ::: güzellik , iyilik

hasan ::: güzel

hasen ::: ‬güzel

hüsn ::: ‬güzellik

hasen ::: (a. s.) hüsünlü, güzel. Vech-i hasen : güze! yüz. A'mâl-i hasene : güzel işler. [müen.

HASEN :::

Güzel. Hüsünlü. Güzellik. * Güzel olmak