bahane ~ بهانه
Kamus-ı Osmani - bahane ~ بهانه maddesi. Sayfa: 188 - Sira: 4


bahane - بهانه
[ف] سبب ، وسيله : "اصل مرام حكمازل بولمهدر وجود" "ظاهردهكی صواب وخطاهپ بهانهدر" (لا) "قصدم همان شكایت بخت سیاهدر" "ای دود آه سن آرهده بربهانهسین" (نابی) غدر باطل ، علت خفیه : [آنك اورتهیه سورديكی ماده بربهانهدر . حقيقتده مقصد اصليسی باشقهدر] قصور ، نقصان، غرض : [بی بهانه] قصورسز [بهانهجو- ی] = غرصكار.
"مادرله بدر اولوب بهانه" "سوق ايتدی قضا بنی جهانه" (كمال) "هپ سوزلری آنده عاشقانه" "كيمسه بولهماز آهݣا بهانه" (لا) "بهانه جوی وصلت اولديغم یاره طویورمشلر" "نفاق ايتمشلر اما معنوی همت بیورمشلر" (جواجه وحی) "نظام ويرمك ايچون زالفهیار شانه آرار" "ینه طاغيتمق ايچون فكريمی بهانه آرار" (صفا)
Kamus-u Osmani bahane maddesi. osmanlıcada bahane ne demek, bahane anlamı manası, bahane osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte bahane hakkında bilgi. Arapça bahane ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada bahane anlamı
Kamus-i Osmani - بهانه bahane ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
bahane ~ بهانه güncel sözlüklerde anlamı:
BAHANE ::: f. Vesile. Sebeb. * Yalandan özür. * Kusur. Noksan. * Garaz.
bahane ::: (f. i.) : 1) vesiyle, sebep. 2) kusur, noksan, garaz. 3) yalandan özür.
bahâne ::: vesile, sebep, özür.
Bahane :::
- Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep
Örnek: Alışveriş bahanesiyle acaba çıkıp bir dolaşsam mı? A. İlhan
bahane ::: gerekçe , mazeret , vesile , sebeb , yalandan özür , kusur , noksan , garaz
bahâne ::: sebep , bahane
bahâne ::: bahane
bahâne ::: sebep
bahane ::: (f. i.) 1) vesiyle, sebep. 2) kusur, noksan, garaz. 3) yalandan özür.
bahane ::: kulp, mazeret, vesile
BAHANE :::