Çağdaş Sözlük

beht ~ بهت

Kamus-ı Osmani - beht ~ بهت maddesi. Sayfa: 189 - Sira: 1

beht - بهت

[ء] غلبهٔ دهشت وحيرت . مدهوشلق ، حیران اولش. برآدمك برقول وفعل اوزرينه دهشت وحیرتده قالمه‌سی . عربيده فتحتين ايله یعنی [بهت] ده ديرلر. صم با ايله [بهت] غلطدر. عربيده [بهت] (بهيته) كبی بیهوده ، باطل شی ، یالان سوز ديمك اولديغندن غلط تلفظ ايتمه‌مليدر. [او بهت وحیرتی‌ده كچيردكدن صكره بر ضحك تمكين فرسانك زلزلهٔ شديده‌سنه ترك وجود ايتمش ايدی - پژمرده ] "هوا سكونده ، زمين اویقوده ، زمان خاموش" "بو حاله بهت ايله ناظر فلكده هر اختر" (پژمرده -اكرم) "عشرين سنه اسيرفراش اولدم ايكله‌دم" "بر بهت ايچنده هب كلهٔ روحی ديكله‌دم" (اكرم)

Kamus-u Osmani beht maddesi. osmanlıcada beht ne demek, beht anlamı manası, beht osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte beht hakkında bilgi. Arapça beht ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada beht anlamı

Kamus-i Osmani - بهت beht ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

beht ~ بهت güncel sözlüklerde anlamı:

BEHT ::: Yalan söylemek. * Ansızın bir şeyi almak. * Tenbellik galebe etmek. * Şaşkınlık. Hayranlık.

behet ::: (f. i.) : 1) sütlâç. 2) Memûniye denilen ve pirinç unu ile pişirilen helva. [Abbasî halîfelerinden "Elme'mûn" un çok sevdiği bir yemek olduğu söylenir].

beht ::: (a. i.) : şaşkınlık, hayranlık.

behte uğramak ::: şaşakalmak, donakalmak, (bkz. : mebhût olmak).

büht ::: (a. i.) : 1) yalan, iftira. 2) bir seyyarenin (* gezeğen) bir günlük hareketi.

bühüt ::: (a. i. behût'un c.) : duyanları hayrete düşüren yalan ve iftiralar.

beht ::: şaşkınlık, hayranlık.

beht ::: şaşkınlık , hayranlık

buht ::: şaşkınlık

beht ::: ‬şaşkınlık

buht ::: ‬şaşkınlık

behet ::: (f. i.) 1) sütlâç. 2) Memûniye denilen ve pirinç unu ile pişirilen helva. [Abbasî halîfelerinden

büht ::: (a. i.) 1) yalan, iftira. 2) bir seyyarenin (* gezeğen) bir günlük hareketi.

bühüt ::: (a. i. behût'un c.) duyanları hayrete düşüren yalan ve iftiralar.

BEHT :::

Yalan söylemek. * Ansızın bir şeyi almak. * Tenbellik galebe etmek. * Şaşkınlık. Hayranlık