Çağdaş Sözlük

havz ~ حوض

Kamus-ı Osmani - havz ~ حوض maddesi. Sayfa: 266 - Sira: 7

havz - حوض

[ء]دروننده‌ صو بريكديرمكه مخصوص چوقوردركه آلتی واطرافی طاش ویاطوغله‌دن كيرج وخراسان وچمنتو ايله مخلوطا یاپيلان خرج ايله دیوار اوله‌رق اعمال اولنور : (حوض صغير ، كنار حوض ، حوض تهی حوض بهشتی ) سفائنك احرای تعميراتنه مخصوص محل‌كه عند الاقتضا ايچنه صو طولديريلوب بوشالديلير . ترسانهٔ عامره‌ده بونك برده دݣيز اوستنده طورديغی حالده استعمال اولنان نوعی واردر‌كه آݣا (حوض سابح) = یوزيجی حوض) دينيليور : "بر حوض مبارك اول مقامی" "سيراب ايدردی فيض تامی" (غالب دده)

Kamus-u Osmani havz maddesi. osmanlıcada havz ne demek, havz anlamı manası, havz osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte havz hakkında bilgi. Arapça havz ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada havz anlamı

Kamus-i Osmani - حوض havz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

havz ~ حوض güncel sözlüklerde anlamı:

HAVZ ::: Suya girme. * Sakınılacak işe girişmek. * Başlamak.

HAVZ ::: Seri sevk, yeynilik, sür'atli oluş, hızlılık.

HAVZ ::: Cem' etmek. Bir şey ilâve etmek.

HAVZ ::: (C.: Hıyâz) Hususi suretle yapılan su havuzu.

havz ::: (a. i.) : 1) suya girme. 2) sakınılacak işe sokulma, girişme.

havz ::: (a. i. c. : hiyâz) : havuz..

havz-ı behişt ::: cennet havuzu.

havz-ı hayâl ::: hayal havuzu.

havz-ı sâbih ::: yüzer, yüzen havuz.

havz ::: havuz.

HAVZ ::: Bir gün Mevlânâ Celâleddîn Rûmî havz kenarındaydı. Yanında kitaplar vardı. Şems-i Tebrîzî gelip kitapları sordu. "Sen bunları anlamazsın." dedi. Şems-i Tebrîzî kitapları suya attı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazıları gitti, diyerek çok üzüldü.Şems-i Tebrîzî elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamış görüldü.Mevlânâ; "Bu nasıl iştir?" dedi.Şems-i Tebrîzî; "Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın." buyurdu. (Molla Câmî, Ahmed Eflâkî)

havz ::: havuz

havz ::: ‬havuz

havz ::: (a. i.) 1) suya girme. 2) sakınılacak işe sokulma, girişme.

HAVZ :::

Cem' etmek. Bir şey ilâve etmek