rehber ~ رهبر
Kamus-ı Osmani - rehber ~ رهبر maddesi. Sayfa: 446 - Sira: 3
rehber - رهبر
[ف] یول كوستريجی ، قلاغوز . (رهبری) = رهبرلك ، قلاغوزلق : "هرته سویه عزم ايدرسه اوله نصرت رهبری" "هرنه جایی قيلسه مأوی بوله شوق وراحتی" (واصف)
Kamus-u Osmani rehber maddesi. osmanlıcada rehber ne demek, rehber anlamı manası, rehber osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte rehber hakkında bilgi. Arapça rehber ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada rehber anlamı
Kamus-i Osmani - رهبر rehber ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
rehber ~ رهبر güncel sözlüklerde anlamı:
REHBER ::: f. Yol gösteren, kılavuz. (Bak: Mürşid)(...Hem Rabb-ül-Âlemîn, meyve-i âlem olan insana âlemi içine alacak bir vüs'at-ı istidat verdiğinden ve bir ubudiyet-i külliyeye müheyya ettiğinden ve hissiyatça kesrete ve dünyaya mübtelâ olduğundan; bir rehber vasıtasiyle yüzlerini kesretten vahdete, fâniden bâkiye çevirmek istemesine mukabil; en âzami bir derecede, en eblâğ bir surette, Kur'an vasıtasiyle en ahsen bir tarzda rehberlik eden ve risaletin vazifesini en ekmel bir tarzda ifa eden yine bilbedahe O Zâttır... S.)
reh-ber ::: (f. b. s. ve i.) : yol gösterici, kılavuz, (bkz. : delîl).
rehber ::: yol gösteren.
REHBER ::: Allahü teâlânın sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâm; insanların rehberi, her bakımdan en güzeli, en iyisi ve en üstünüdür. (İmâm-ı Rabbânî)
Allahü teâlâyı tanımaya çalışmak, bunun için, İslâm ahlâkını bilen ve cenâb-ı Hakk'a kavuşturma yolunu gösteren bir rehber aramak ve ona uymak, İslâmiyet'in emirlerindendir. (İmâm-ı Gazâlî)
İnsanlara rehberlik eden kimsede şu hasletler bulunmazsa, o rehberlik yapamaz. Kusurları örtücü ve bağışlayıcı olması, şefkatli ve yumuşak olması, doğru sözlü ve iyilik yapıcı olması, iyiliği emredip kötülükten men edici olması, misâfirperver ve geceleri insanlar uyurken ibâdet edici olması, âlim ve cesûr olması. (Abdülkâdir-i Geylânî)
Târihi inceleyecek olursak, insanların, önlerinde Allahü teâlânın gönderdiği bir rehber olmadan kendi başlarına gittiklerinde, hep yanlış yollara saptıklarını görürüz. İnsan, kendisini yaratan büyük kudret sâhibinin var olduğunu, aklı sâyesinde anladı. Fakat, ona giden yolu bulamadı. Peygamberleri işitmiyenler, hâlıkı (yaratanı) evvelâ etraflarında aradı. Kendilerine en büyük fâidesi olan güneşi, yaratıcı sandılar ve ona tapmağa başladılar. Kısacası, insan bir, ezelî ve ebedî olan Allahü teâlâyı kendi başına bir türlü tanıyamadı. Çünkü rehbersiz, karanlıkta doğru yol bulunamaz. Peygamberler en büyük rehberlerdir. İslâm dînini tebliğ eden, en son ve en üstün peygamber, Muhammed aleyhisselâmdır. O'na verilen kitâb, Kur'ân-ı kerîmdir. O'nun doğru yolu gösterici mübârek sözlerine, hadîs-i şerîf denir. Bir insan, bir rehber olmadan Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin mânâsını anlayamaz. Bunun için, yetişmiş ve yetiştirebilen Mürşid-i kâmil denilen büyük din âlimlerine ihtiyaç vardır. Bunların en üstünleri de dört mezheb imâmlarıdır. Bunlar; İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe, İmâm-ı Şâfiî, İmâm-ı Mâlik ve İmâm-ı Ahmed bin Hanbel'dir "rahmetullahi aleyhim ecmaîn". Bu dört imâm, İslâm dîninin dört temel direkleridir. Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin mânâlarını doğru olarak öğrenmek için, bunlardan birinin kitâblarını okumak lâzımdır. Bunların herbirinin kitâblarını açıklayan binlerce âlim gelmiştir. Bu açıklamaları okuyan, İslâm dînini doğru olarak öğrenir. Bu kitâbların hepsindeki îmân bilgileri aynıdır. Bu doğru îmâna "Ehl-i Sünnet" îtikâdı (inancı) denir. (M. Sıddîk Gümüş)
Rehber :::
- Kılavuz.
- Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse veya şey, delil
Örnek: Ben bunları düşünürken rehberim eliyle bir büyük bina gösterdi. R. H. Karay - Yol gösterici, kılavuz.
rehber ::: kılavuz , yol gösteren
rehber ::: kılavuz
reh-ber ::: (f. b. s. ve i.) yol gösterici, kılavuz, (bkz. : delîl).
rehber ::: delil, kılavuz, önder, yönetici
REHBER :::