Çağdaş Sözlük

gıybet ~ غيبت

Kamus-ı Osmani - gıybet ~ غيبت maddesi. Sayfa: 169 - Sira: 9

gıybet - غيبت

[ء] بر شخصك سؤ افعال واحوالنه دائر ايشيدنجه انفعالنی موجب اوله‌جق صورتده غیابنده واقعه مطابق اوله‌رق سوز سویله‌مك كه لسانمزده (غيبت ايتمك) دينيلير . غينك كسريله‌ده عين معنایه لغتدر . محاوراتده كسر غين ايله مستعملدر . عربيده اولديغی كبی غائب اولمق معناسنده قوللانيلماز .

Kamus-u Osmani gıybet maddesi. osmanlıcada gıybet ne demek, gıybet anlamı manası, gıybet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte gıybet hakkında bilgi. Arapça gıybet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada gıybet anlamı

Kamus-i Osmani - غيبت gıybet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

gıybet ~ غيبت güncel sözlüklerde anlamı:

GIYBET ::: Arkadan çekiştirmek. Hazır olmayan birisinin aleyhine konuşmak. Birisinin gıyabında hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemek. (Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi, kerâhet edip darılacaktı. Eğer doğru dese; zâten gıybettir. Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır. M.)(Gıybet, mahsus birkaç maddede câiz olabilir:Birisi: Şekva suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın.Birisi de: Bir adam onunla teşrik-i mesâi etmek ister. Senin ile meşveret eder. Sen de sırf maslahat için garazsız olarak, meşveretin hakkını edâ etmek için desen: "Onun ile teşrik-i mesâi etme. Çünki zarar göreceksin."Birisi de: Maksadı, tahkir ve teşhir değil, belki maksadı, târif ve tanıttırmak için dese" "O topal ve serseri adam filân yere gitti."Birisi de: O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir. Yâni fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor; zulmü ile telezzüz ediyor; sıkılmıyarak âşikâre bir surette işliyor.İşte bu mahsus maddelerde garazsız ve sırf hak ve maslahat için gıybet câiz olabilir. Yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer bitirir; gıybet dahi a'mâl-i sâlihayı yer bitirir.Eğer gıybet etti veyahut istiyerek dinledi; o vakit $ demeli, so a gıybet edilen adam ne vakit rast gelse: "Beni helâl et." demeli... M.)

gaybet ::: (a. i.) : (bkz. : gıybet).

gıybet ::: (a. i.) : 1) kaybolma. 2) aleyhinde bulunma, arkasından söyleme, çekiştirme, dedikodu yapma, (bkz. : gaybet).

gıybet ::: orada bulunmayan biri hakkında onun hoşuna gitmeyecek şeyler söyleyip ileri geri konuşma.

Gıybet :::


  1. Çekiştirme, yerme, kötüleme, kov.

gıybet ::: çekiştirme , arkadan çekiştirmek , bulunmama

gıybet ::: ‬çekiştirme

gıybet ::: bulunmama

gıybet ::: yokluk

gaybet ::: (a. i.) (bkz. : gıybet).

gıybet ::: (a. i.) 1) kaybolma. 2) aleyhinde bulunma, arkasından söyleme, çekiştirme, dedikodu yapma, (bkz. : gaybet).

gıybet ::: kötüleme

GIYBET :::

Arkadan çekiştirmek. Hazır olmayan birisinin aleyhine konuşmak. Birisinin gıyabında hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemek. (Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi, kerâhet edip darılacaktı. Eğer doğru dese; zâten gıybettir. Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır. M.)(Gıybet, mahsus birkaç maddede câiz olabilir:Birisi: Şekva suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın.Birisi de: Bir a