Çağdaş Sözlük

felah ~ فلاح

Kamus-ı Osmani - felah ~ فلاح maddesi. Sayfa: 191 - Sira: 2

felah - فلاح

[ء] فوز وظفر ، نجات وخلاص معناسنه‌در: (ابوینك خير دعاسنی آلمایان فلاح بولماز ) یالنز (بولمق) ماده‌سيله قوللانيلير : "فلاح بولمدی راه طلبده بنلك ايدن" "سݣا سن اولدك او مسلكده راهز‌نلك ايدن" (لا)

Kamus-u Osmani felah maddesi. osmanlıcada felah ne demek, felah anlamı manası, felah osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte felah hakkında bilgi. Arapça felah ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada felah anlamı

Kamus-i Osmani - فلاح felah ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

felah ~ فلاح güncel sözlüklerde anlamı:

FELAH ::: f. Başlangıç, mebde'. İbtida.

FELaH ::: Selâmet. Saadet. Kurtuluş. Hayır ve ni'metlerde refah, rahatta dâim olmak. Fevz ve zafer. Necat ve beka. * Sahur yemeği. * Şakketmek.

felah ::: (f. i.) : iptida, başlangıç, (bkz. : mebde').

felah ::: (a. i.) : 1) kurtuluş, selâmet, onma. 2) mutluluk, kutluluk.

felâh-ı vatan ::: 1) vatanın selâmeti, kurtuluşu; 2) tar. 10 şubat 1920 de İstanbul meclis-i meb'ûsânı'nda teşekkül eden bir grup.

fellâh ::: (a. i. felâhat'dan.) : 1) ekinci. çiftçl , ekin eken ve biçen, (bkz. : harrâs, zari'). 2) zencî, siyah Arap.

felâh ::: tam kurtuluş.

FELaH ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:

Sizden öyle bir cemâat (topluluk) bulunmalıdır ki, (onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışsınlar. İşte onlar felâha erenlerin tâ kendileridir. (Âl-i İmrân sûresi: 104)

Mü'minler (Allahü teâlânın birliğine inananlar) muhakkak felâh bulmuştur. (Mü'minûn sûresi: 1)

İlmi, kibirlenmek, kendini büyük göstermek için istiyenlerden hiç biri felâh bulmamıştır. İlmi; tevâzû (alçak gönüllülük) ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felâh bulur. (İmâm-ı Şâfiî)

Başkalarının zarar görmesine sevinen kişi felâha kavuşamaz. (Bennân el-Hammâl)

Felah :::


  1. Kurtuluş, selamet, onma
    Örnek: Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah. M. A. Ersoy

felâh ::: kurtuluş , selamet , kurtulma , rahata erme

fellâh ::: çiftçi , ekinci

felâh ::: ‬kurtulma

felâh ::: rahata erme

fellâh ::: ‬çiftçi

felah ::: (f. i.) iptida, başlangıç, (bkz. : mebde').

fellâh ::: (a. i. felâhat'dan.) 1) ekinci. çiftçl , ekin eken ve biçen, (bkz. : harrâs, zari'). 2) zencî, siyah Arap.

felah ::: kurtuluş, selamet

FELAH :::

f. Başlangıç, mebde'. İbtida

FELÂH :::

Selâmet. Saadet. Kurtuluş. Hayır ve ni'metlerde refah, rahatta dâim olmak. Fevz ve zafer. Necat ve beka. * Sahur yemeği. * Şakketmek