dağ ~ داغ
Kamus-ı Osmani - dağ ~ داغ maddesi. Sayfa: 352 - Sira: 3


dağ - داغ
[ف] انسان وحیوانك جسمنه قيزغين دمير وآلات سائره ايله اوریلان نشانه ، تمغا ، یاقی . (داغزن) ۰ نشانه ، تمغا اوريجی ، اوران . انسانك اونورهمیهجق وخاطرندن چيقارهمیهجق درجهده شدتلی اولان تأثرات قلبیهسندن كنایه اولهرق قوللانيلير : (داغ درون ، داغ دل) كبی كه كوݣل یارهسی ديمكدر . (داغدار) = پك متأثر القلب ، كوݣلی كدرلی . [داغ بر داغ ] = یاره یاره اوزرينه ، قات قات تأثر ، قاتمرلی تأثر ديمكدر . (جكری داغلو) = متأثر هجرانلی ، كدرلی . (داغلامق ) = قيزغين دمير ايله نشان اورمق . لسانمزده
ايصيرغان اوتی آزغين هیوان صوقوب یاقمق معناسنده اولهرق تخفيف ايله (دالامق) صورتندهده استعمال اولنور : "بيلسهم شوقوزی نهدن غم آلمش" "هر نالهسی قلبه داغزندر" (معلم ناجی) "یر یر آچمش لالهلر ماننداغ عاشقان" (لا)
Kamus-u Osmani dağ maddesi. osmanlıcada dağ ne demek, dağ anlamı manası, dağ osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte dağ hakkında bilgi. Arapça dağ ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada dağ anlamı
Kamus-i Osmani - داغ dağ ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
dağ ~ داغ güncel sözlüklerde anlamı:
"); dâg ::: (f. i.) : 1) yanık yarası. 2) insan ve hayvan vücûduna kızgın demirle vurulan damga, işaret, im.
dâg-ı derûn ::: iç yarası, gönül acısı.
dâg-ı dil ::: gönül yarası.
dâg-ı elem ::: elem yarası, elem yanığı.
Dağ :::
- Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümleri.
- Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan.
- İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümünde kızgın bir araçla yapılan yanık.
- Büyük üzüntü, acı
Örnek: Dağda bağın var, yüreğinde dağın var. Atasözü - Yerkabuğunun çıkıntılı, yüksek; eğimli yamaçlarıyla çevresine egemen ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümlerine verilen ad.T. : cebel
dâğ ::: yara , kızgın demirle vurulmuş işaret
dâğ ::: yara
dâğ ::: kızgın demirle vurulmuş işaret
dağ ::: acı, nişan