Çağdaş Sözlük

sema ~ سماع

Kamus-ı Osmani - sema ~ سماع maddesi. Sayfa: 32 - Sira: 4

sema - سماع

[ء] ايشتمه (سماعا) = ايشتمه صورتیله طریقت مولویه منتسبلرينك آیین مخصوص ايله دونشلرينه اطلاق اولنور : (سماعزن) = آیین مذكور ايله دونيجی ، دونن (سماعخانه) = مولوی تكیه‌لرنده درویشلرك آیین اجرا ايده‌جكلری محل مخصوص : "نه آݣلادݣ بو سماع وبو‌نایدن صوفی" (نائلی)

Kamus-u Osmani sema maddesi. osmanlıcada sema ne demek, sema anlamı manası, sema osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte sema hakkında bilgi. Arapça sema ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada sema anlamı

Kamus-i Osmani - سماع sema ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

sema ~ سماع güncel sözlüklerde anlamı:

SEMA ::: Gök yüzü. Asuman. Gök. * Her şeyin sakfı. * Gölgelik. * Bulut ve emsali örtü.(Resul-i Ekrem'den (A.S.M.) şöyle rivayet olunmuştur. Sema'ya uruç buyurdukları zaman kale burçları gibi bir mevkide bir takım melâike görmüştü. Bunlar birbirlerinin yüzüne doğru, mütekabilen yürüyüp gidiyorlardı. Bunlar nereye gidiyorlar diye Resul-i Ekrem (A.S.M.) Cebrâil'e (A.S.) sordu. Cebrâil: Bilmiyorum. Ancak yaratıldığımdan beri ben bunları görürüm ve evvel gördüğümün bir tânesini bir daha görmem dedi. Onlardan birine, ikisi birden: "Sen ne zaman halk olundun" diye sordular. O da: "Bilmiyorum. Ancak Cenab-ı Hak her dörtyüz bin senede bir yıldız halk eder. Ben yaratıldığımdan beri de dörtyüz bin yıldız halk etti" diye cevap verdi. Melâikenin kesretini ve kudret-i ezeliyenin vüs'at-ı tecelliyatını anlamalı... E.T.)

semâ' ::: (a. i.) : 1) işitme, duyma. 2) mevlevî âyinlerinde tarikat mensuplarının cezbe haliyle ayakta dönmesi, zikretmesi, (bkz. : mukabele).

semâ-i râh ::: tas. yolda yapılan semâ. [mevlevî tâbirlerindendir]

Sim’a ::: (a. i.) : çalgı dinleme; çalgılı tören.

sîm-âb ::: (f. i.) : cıva. (bkz. : zîbak).

Sema :::


  1. Gök, gökyüzü, felek
    Örnek: Burası ufukları geniş, seması bulutsuz, güneşi berrak bir yeşil saha idi. H. C. Yalçın

  2. İşitme, duyma.

  3. Mevlevi dervişlerinin ney, nısfiye vb. çalgılar eşliğinde, kollarını iki yana açıp dönerek yaptıkları ayin.

  4. Gökyüzü.

semâ ::: gök , gökyüzü , asuman

semâ ::: ‬gökyüzü

sema ::: gök, gökyüzü

SEMA :::

Gök yüzü. Asuman. Gök. * Her şeyin sakfı. * Gölgelik. * Bulut ve emsali örtü.(Resul-i Ekrem'den (A.S.M.) şöyle rivayet olunmuştur. Sema'ya uruç buyurdukları zaman kale burçları gibi bir mevkide bir takım melâike görmüştü. Bunlar birbirlerinin yüzüne doğru, mütekabilen yürüyüp gidiyorlardı. Bunlar nereye gidiyorlar diye Resul-i Ekrem (A.S.M.) Cebrâil'e (A.S.) sordu. Cebrâil: Bilmiyorum. Ancak yaratıldığımdan beri ben bunları görürüm ve evvel gördüğümün bir tânesini bir daha görmem dedi. Onlardan birine, iki