kusur ~ قصور
Kamus-ı Osmani - kusur ~ قصور maddesi. Sayfa: 232 - Sira: 1
kusur - قصور
[ء] كوشك معناسنه اولان (قصر) ݣ جمعی : (قصور جنان) .
Kamus-u Osmani kusur maddesi. osmanlıcada kusur ne demek, kusur anlamı manası, kusur osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kusur hakkında bilgi. Arapça kusur ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kusur anlamı
Kamus-i Osmani - قصور kusur ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
kusur ~ قصور güncel sözlüklerde anlamı:
KUSUR ::: Noksanlık. Eksiklik. Noksan ve âcizlik. İhmal. Tedbirsizlik. * Cem' olmalar. * Pahalanmak. *Eksilmek. * Şiddetli olan şeyin yavaşlayıp sâkin olması. * Bereketlenmek. * İmtina', âciz olmak. * Bir hesabın üstü. Artan kısım. * (Kasr. C.) Kasırlar. Saraylar. Köşkler.(Şeytanın mühim bir desisesi : İnsana kusurunu itiraf ettirmemektir. Tâ ki, istiğfar ve istiâze yolunu kapasın. Hem nefs-i insaniyenin enaniyetini tahrik edip, tâ ki, nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin; âdeta taksiratdan takdis etsin. Evet şeytanı dinliyen bir nefis, kusurunu görmek istemez; görse de, yüz te'vil ile te'vil ettirir. $ sırriyle, nefsine nazar-ı rıza ile baktığı için ayıbını görmez. Ayıbını görmediği için itiraf etmez, istiğfar etmez, istiaze etmez; şeytana maskara olur. Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi bir Peygamber-i Alişan , $ dediği halde, nasıl nefse itimad edilebilir. Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiaze eder. İstiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; itiraf etse, afva müstahak olur. L.)
kusur ::: (a. i.) : 1) eksiklik. 2) ayıp; sakatlık; özür, yersiz hareket. 3) suç, kabahat, (bkz. : ihmâl, tekâsül). 4) ihmal, tedbirsizlik. 5) bir hesabın üstü, artanı; artan kısım, üst. 6) (kasr'ın c.) : köşkler.
kusûr-i Behişt ::: cennet köşkleri.
kusûr-i cenin ::: gönül köşkleri.
kusûr-i cinân ::: cennetlerdeki köşkler.
kusur ::: eksiklik, pürüz, özür, kabahat.
Kusur :::
- Eksiklik, noksan, nakısa
Örnek: Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız. B. Felek - Özür.
- Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama.
- Elverişsiz durum.
- Bilerek savsama sonucu ya da bir önlemsizlik yüzünden ortaya çıkan yasanın korumadığı bir eylem, olay ya da işlem.T. :kusur
kusur ::: eksiklik
kusûr ::: eksiklik
kusûr ::: kasırlar
kusûr ::: eksiklik
kusûr ::: hata
kusûr ::: ihmal
kusur ::: arıza, ayıp, hata, kabahat, noksan, özür, pürüz, şaibe
KUSUR :::